KARANFİL KIZ
O zamanlar dünya gerçekten de bir öküzün boynuzlarında durmaktaymış ve Karanfil Kız'ın bu aşırı gelişmiş iribaşa söyleyecek bir çift sözü varmış. Ama dur bak, en iyisi baştan başlayayım. Şimdi bu Karanfil Kız babasını fazla görememekten şikâyetçiymiş. Çünkü adamcağız haftanın her günü, hatta bazen haftasonları bile geç saatlere kadar çalışır,
+18 Stolas gelmiş oldukları yere bakarken ürkmüş ve baykuş tüyleri kabarmıştı. 'Şey  burası neresi?' 'İçeri geç sana göstereceğim bir şey var.' 'Burası baya karanlık ve...' (X)  Stolas'ın beline elini koyarak içeriye sokmuştu. İçeriye doğru ilerledikçe karanlık Stolası daha da fazla ürkütüyor ve kaçmak istemesine
Reklam
" Allah'ın lütfu dışında kalan hiçbir yöne bakma" demiş Abdülkadir Geylani, ne de güzel söylemiş. Onun lütfundan başka sebeplere bağlanıp güvenme. Yalnızca O'ndan um ve O'nun dışındaki varlıklara yum gözlerini. O zaman nur, içinden dışına sızar. Tıpkı karanlık bir gecede karanlık bir odada bulunan mumun ışığı gibi. Işık, evin pencerelerinden süzülür ve dışarıyı aydınlatır. Kalk ve şu harabe evi onar. O'nun lütfunu istikamet belle. Nereye gideceğini biliyorsan bütün dünya sana yol verecektir inan. Sadece bir adım!..
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Sensiz ve Sessiz Fikri Sancılı Gecelerim
Geceler mi uzadı bu karanlık ne Buz tutuyor zihnim… Ağrılı, acılı, sancılı çırpınışlarım ne kadar kanasa da tuz basıyor aklım yarama... çığlıklarımı içime büküyorum
Reklam
Şarj sorunu yaşıyor bilgisayarım. Ekranın parlaklığı yanıp sönüyor ben yazarken bu yazıyı.Evim bodrum katı yani gündüzken bile yarı karanlık. Pencere yerden bitme. benim başım gözüküyor ancak pencereye çıktığımda. Dışarı seyretmiyorum bu yüzden . insanların ayaklarının araçların tekerlerinin hiç bir ilginç yanı yok. Lütfen bilgisayarınızı şarj
Zeki Kayahan Coşkun'un öte bir yazısı.Evet hakikaten bu zamanın ötesinde.Son kısım Issız Adam'dan alıntı. acının dağlandığı anlar vardır… aramaya gerek yok, o gelir bulur… beraber gidilen bir lokantanın kapanması bile üzüntüdür… veyahut lokantanın yerine dükkânı çiçekçinin tutması… gözyaşından çorba olmaz ama… dilin, damağın yanar
GÜLŞİİR Geceyarısı, karanlık bir bozkırda Işıklar içinde akan bir tren kadar yalnızım içinde onca insan, içinde dünya... Soluk soluğa, demirden bir ırmağa mahkum Ve bilmeyen sonsuzluk nedir, Haklı olan kim bu kargaşada? Ateş ve su, yaşam ve ölüm, irin ve şiir Ucu bucağı olmayan bu çığlığın Ortasında nasıl barışılabilir? Anlamak isterim, hangi
‘İki mahkum hücre duvarına tıklayarak birbiriyle haberleşir. Onları ayıran duvar, aynı zamanda haberleşme vasıtalarıdır. Her ayrılık, bir bağdır’ demiş Simone Weil, ne güzel söylemiş. Bizi ayırdığını düşündüğümüz her şey belki de birbirimize sesimizi duyurabilmemizin bir vasıtası. Eğer aynı zindanın mahkumları olduğumuzu fark edebildiysek.
964 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.