Beni merak ediyorsanız bu resimden bana bakın.
dropbox.com/s/josp2eiqbczyc...
Üzerimde duran küllük, yeşile çalan taşlı çakmak ve yarım bırakılmış bir Maltepe sigarasından ibaret. Gerisi alabildiğine toz, toprak. Unuttular bizi, işe yarar yanlarımızı söküp bir boş tarlaya çektiler hurdamızı. Şimdi kurda kuşa yuva
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
BİR SOSYO-DİSTOPİK BAŞYAPITKÖRLÜKSpoiler içerebilir
Korona salgını başlayınca bir anda değeri anlaşılan ve popülerleşen bir kitap oldu Türkiye’de. Elbette, bu kitabı daha önceden okuyan geniş bir entelektüel bir kitle olsa da genel durum böyle tasavvur etti. Kırmızı Kedi Kitabevi, sunumu ve pazarlamasını da gayet güzel yapınca
100 Kolay Salih Amel
Modern hayatın karmaşası içinde unutuverdiğimiz, hayatın içinde uygulaması kolay 100 salih amel...
Aşağıda okuyacağınız liste, sosyal medya ortamında çok sayıda arkadaşın kıymetli katkılarıyla oluşturuldu. “Modern hayatın karmaşası içinde unutuverdiğimiz, pratik salih amelleri derleyelim” demiştik; hamdolsun, ortaya
Not: Yazdığım yazıların tamamını bu gönderide okuyabileceğiniz gibi, gruplandırdığım bazı yazıların başlıklarının yanına koyduğum linklerden gönderilerin sayfasına tek tek de ulaşabilirsiniz.
MASALLAR:
1- Çoban Köpeği ile Sokak Köpeği: #36186167
2- Minik Kedi Yavrusu: #36584901
3- Köpek
"Seninle yol yürümek, yoşdaş olmak büyük keyifti. Yanmanın da güzel olabileceğini senin aşkınla öğrendim. Sana yarım kalmış bir mutluluk arayışını miras bırakıp ışıl ışıl gülümseyen gözlerinden yıldızları emanet olarak alıyorum."
Okuduğunu anlamak kadar beteri yok dünyada. Kelimeleri görerek, harfleri görerek, anlayarak yazılanı ve kimlere yazıldığını... Kime yazılmadığını... Aptal olmayı dilerdim oysa. Anlamamak, farkına varmamak.. Anlamak en berbat olanı, görmek kalabalığı. Tüm sokaklarını adım adım keşfetmek istediğin, iğne atsan yere düşmez kentte nefeslenecek bir bank
Burası dünya.
Gece gece gece
Burası dünya ve biz artık çok sıkıldık.
Oyun bitti, zifiri karanlıkta belalar uçuşuyor
Dünyanın yalanları, uçakları ve bombaları arasında solup giden ömrümüzü
Kuşa çeviren yasalardan, yönetmeliklerden, nizamnamelerden sıkıldık
Telefon seslerinden, akıp giden televizyon görüntülerinden, bilgisayar tıkırtılarından,
Allah'ın Sevmediği Amel
ZULÜM
Zalim:Haksızlık ve zulüm eden, kötü kıyıcı, merhametsiz, gaddar kimse demektir.
Zulüm:Haksızlık, eziyet, işkence, baskı, adaletsizlik demektir.
Zulüm: bir şeyi kendine ait olmayan yere koymak, sınırı aşmak doğru davranmamak, günah işlemektir.
Mazlum:Zulüm görmüş, zulme, haksızlığa uğramış kimse
Sad Sûresinin tefsirini yapmaya gayret ettiğimiz demdi. Ee, mealini okurken ayetlerin evvelinde okuduğum İns kitabının son kısmı fikrime geldi. Getirene hamd olsun. Tefsiri detaylı açamayacağım, kitabında son kısmına gönderme yapıp ilhamları sizlere armağan edeceğim inşallah.
Hakikat tektir, birdir, O’ndan gelir, O’na gider. Nerede ne surette,
Burası dünya ve biz artık çok sıkıldık.
Oyun bitti, zifiri karanlıkta belalar uçuşuyor
Dünyanın yalanları, uçakları ve bombaları arasında solup giden ömrümüzü
Kuşa çeviren yasalardan, yönetmeliklerden, nizamnamelerden sıkıldık
Telefon seslerinden, akıp giden televizyon görüntülerinden,
bilgisayar tıkırtılarından, gazete hışırtılarından
Alıp
”Zerdüşt, böyle sayısız halkın ve şehrin arasından yavaş yavaş dolanarak, kendi dağına ve mağarasına döndü, dolambaçlı yollardan. Gel gör ki, kendisini ansızın büyük şehrin girişinde buldu: ama burada kollarını açmış, ağzı köpük içinde bir deli önüne fırladı ve yolunu kesti. Ama bu deli, halkın “Zerdüşt’ün maymunu” dediği kişiydi: çünkü Zerdüşt’ün
Kitabın ilk bir kaç sayfasını okuduğumda, “ Bunu söylemek için çok mu erken bilmiyorum ama bambaşka bir büyü var sanki bu kitapta” demiştim. Yanılmadığımı da şimdi not düşmek istiyorum. Evet , bu kitapta bambaşka bir büyü var.
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği ‘ni okuduğum zaman Kundera ile hiçbir zaman anlaşamayacağımızı düşünmüştüm. Öyle ya, Kafka ile de aynı çizgide