Her hüner ve her sanat usulü, tabir caizse, bizi hakîkî gerçekliğin bazı parçalarını kavrayabileceğimiz saf duyumlar kazanabileceğimiz, bir havaya sokmaktan ibarettir. ... Bizim, estetik adını verdiğimiz tabiatla birlikte olma hâli, ruhun devamlı yüklenen hayat endişesinden kurtuluşu, bir çeşit mutlak sükûnettir.
...Bergson da bu fikri ayni şekilde ifade etmedi mi? "Şayet gerçeklik diyor, duyularımıza ve şuurumuza doğrudan doğruya gelip çarpsaydı, varlıklar ve bizzat kendimizle doğrudan doğruya ilişki kurabilseydik, zannediyorum ki sanat gereksiz olacaktı veya daha ziyâde hepimiz sanatkâr olacaktık; zira, o zaman ruhumuz tabiatla birleşmiş olarak sürekli sarsılacaktı".
Reklam
"Sanat aslında insanlığın ilk duygusal eğitmenidir."
Sayfa 79 - Doğan Novus Yayınları, 1. Baskı, alıntı: Georg Wilhelm F. Hegel, Estetik 1, Payel Yayınevi, 2012, s. 50Kitabı okuyor
Siyaset nedir alıntısı
Siyaset, varlığa kendisini sakınarak benzerlerini aldatmayı Öğreten siyaset, sahtelikten ve ihtirasdan doğan, devlet adamının bir Erdem’e, toplumdaki insanın bir ödev ve dürüst insanın bir kusura dönüştürdüğü bu sanat…
Sayfa 320 - İthaki, 1.Baskı, Temmuz 2023, çev: Birsel UzmaKitabı okuyor
Çocukların sanat dünyasına girmesine izin verilmemeli daha yeni Justin'in 15 yaşındayken P.Diddy tarafından cinsel istismara uğradığı konuşuluyor, Nickelodeon ise çocuk oyuncularını istismar ettiği dedikodusu dönüyor bayadır kesinlikle devlet tarafından yasaklanmalı
Kadın bedeninin pornografi ara­cılığıyla cinsel sömürüye maruz tutulmasına karşı mücadele vermek feminizmin başlıca savaşlarındandır, oysa performans esnasında baş­ vurulan dikkat çekme yöntemleri de pornografininkiyle aynıdır. Pornografi merak uyandırır, izleyicileri çeker, en uç eylemleri ger­çekleştiren kişi ise, striptiz kulübünde de olsa müzede de, gösterinin yıldızıdır. Sanatçıların zerre analiz etmeyi başaramadıkları durum­larla dalga geçmek için bebeklerle oynadığı ya da kılık değiştirdiği çocuksu performanslar da görebiliriz, ne var ki bu yüzeysel ve an­lamsız eylemler sayesinde üniversitelerin ve devletin sponsor olduğu kadın kongrelerinin kapıları önlerinde açılır. Lorena Wolffer'in şid­det görmüş kadınlarla gerçekleştirdiğine benzer, toplumsal metodo­ lojiden ve belli bir amaçtan yoksun, sorumsuz performans eylemleri, hiçbir ciddi analiz ve sağduyuya maruz bırakılmadan, sırf bir top­ lumsal mücadeleye destek verdiği ima ediliyor diye sanat addedilir. Oysa bu sanat değil şantajdır. Hiçbir sanatsal değeri bulunmayan bir eserin, taşıdığı siyasal-toplumsal mesajlar yüzünden kabul görmesi için baskı uygulamak bir tür diktatörlüktür.
Reklam
Marina Abramovic gibi bir performansçının yaptığı kendini kırbaçlamak, mastürbasyon ya da regl kanını etrafa sıvamak gibi bedensel eylem­lerin seviyesi her ne kadar porno ve burlesk gösteriler ayarında olsa da feminist ve sanatsal olma iddiasındadır. Striptiz kulüplerindeki dansçılar kendilerini kırbaçlayıp izleyicileri de bu oyuna katılmaya davet etse durum seks ticareti sınırları içinde yorumlanır, oysa aynı şeyi yapan kişi müze salonundaki bir performansçıysa, etrafında yaptığına olumlu yaklaşan ve para verdikleri için daha fazlasını görmek istemeyen izleyiciler de varsa, bunun adı toplumsal mesaj taşıyan sa­nat olur. Böyle ikiyüzlü tutarsızlıklar sebebiyle sanatın seviyesi her geçen gün daha fazla düşmektedir.
Performansçı Marta Maria Perez kendine dövme yaptığında bedenini bir sanat aracı olarak kullanma deneyi gerçekleştirmiş olur; aynı şeyi MS-13 çetesinin bir üyesi -üstelik daha yetkin biçimde- yaptırdığındaysa suç işlemiş sayılır. Richard Prince pornografik dergilerden kestiği fotoğraflardan kolaj yaptı­ ğında basit bir kendine mal etmeyle karşı karşıyayızdır. Cosey Fanni Tutti porno estetiğini kopyalayarak fotoğraflar çektirdiğinde bunun adı cinsiyetçiliği kınama olur. Prince'in eseri feminist sosyolojinin yanında banal dursa da ikisi birden eserlerini çekici kılmak için anlık ve kolay yöntemlere başvururlar. Bu şekilde çifte dönüşüm geçiren, önce sanata sonra toplumsal kınamaya dönüşen bir obje hakkında hüküm dile getirmek ve, "Bu sanat değil," demek kabul edilemez hale gelir.
Beğenilirlik kültürünün birden çok nedeni vardır. Öncelikle kül­ türün ekonomikleştirilmesi ve metalaştırılmasına dayanır. Kültür ürünleri giderek daha büyük oranda tüketimin baskısı altına gi­rer. Tüketilebilecek, yani beğenilir bir şekil almak zorunda kalır­lar. Kültürün ekonomikleşmesi ekonominin kültürleşmesiyle pa­ralel olarak gider. Tüketim ürünleri kültürel bir artı değer kaza­ nır. Kültürel, estetik bir deneyim vaat ederler. Bu da tasarımın kullanım değerinin önüne geçmesine yol açar. Tüketim alanı sa­ nat alanına müdahale eder. Tüketim ürünleri sanat olarak sergi­lenir. Böylelikle sanat ve tüketim alanları birbirine karışır ve bu­nun sonucu olarak da sanat tüketim estetiğini kullanmaya başlar.
Palyatif toplum aynı zamanda bir "beğendim" toplumudur da. Bir beğeni çılgınlığına kapılmıştır. Her şey beğeni kazanana ka­ dar düzleştirilir. "Like" günümüzün imi, hatta ağrı kesicisidir. Sadece sosyal medyaya değil, kültürün bütün alanlarına hakim­ dir. Sadece sanat değil, bizzat hayat instagramlanabilir olmak durumundadır; yani acı verebilecek keskin kenarlar, uçlar, çatış­ malar, çelişkiler giderilmiş olmalıdır. Acının arındırıcı olduğu unutulur. Acı katartik bir etki gösterir. Beğeni kültürü katarsis imkanından yoksundur. Bu da insanların beğeni kültürünün yü­ zeyi altında biriken olumluluk cürufunda boğulmasına yol açar.
Reklam
·
Puan vermedi
Roger Garaudy Fransa'da Hitler'in faşizmine karşı eylemlerinden ötürü Cezayir'e sürgüne gönderilir. Toplama kampında komünist marşı söylemesinden dolayı da kırbaç cezası alır ve susması istenir, susmayınca kurşuna dizilmesi emri verilir..Fakat Cezayirli müslüman askerler emre itaat etmez ve ateş etmezler.. Graudy bu yürekli imanlı askerlerin dinini merak eder ve araştırmaya başlar..Araştırmalarından sonra bu kitabı yazar ve Cezayir'in Fransız sömürgesine karşı orurlu mücadelesini sürdüren Cezayirli müslüman askerlere armağan eder.. Garady bu kitabını yazdığında islamiyeti seçmemiştir henüz.. Yani müslüman olmayan batılı bir yazarın kaleminden İslam Medeniyetinin İnsanlığa Katkısı'nın batıda da okunması ve İslamiyetin insanlığa sunduğu müslümanca bir hayatın etkilerini görmesi anlamında önemli bir kitaptır. Bugün birçok felsefi düşüncenin, birçok sanat eserinin, birçok buluşun batıda başladığını, batı medeniyeti diye yutturulan birçok sosyal hayat düzeninin İspanya'daki Endülüs Devletinin eseri olduğu batıdaki ders kitaplarında bile yazarken bizim kendimizden bihaber olmamız; ağzı açık batı hayranlığımız bugünkü müslümanların alnındaki kara lekedir.. Müslümanların batı karşısındaki acziyetinin altında müslümanca bir duruştan, müslümanca bir düzenden, müslümanca bir akıldan, müslümanca bir kalpten uzaklaşmak olduğunu görmek hiç zor değil.. İslam Medeniyetinin İnsanlığa Katkısı kitabı okullarda ders olarak okutulması gereken bir kitap bence.
İslam Medeniyetinin İnsanlığa Katkısı
İslam Medeniyetinin İnsanlığa KatkısıRoger Garaudy · Timaş Yayınları · 2020217 okunma
Duygu dünyası yeterince gelişemediğinde, gönül fakirliği performansla giderilir. New York'un yoksul kesimi dışındaki iliş- kilerde entelektüel performans egemendi. Bu konuda eksi du- rumdaydım, ama kendimi eksik de hissetmezdim, çünkü hisset- tirilmezdim. O yıllarda tıp doktoru olmak saygın bir statü idi, üs- telik psikiyatri eğitimi alıyorsanız da havalı. Tanıdığım entelek- tüeller bu nedenle mi beni aralarına almaya istekliydiler, bilemi- yorum. Kimse bana tepeden bakmadı ve her zaman içtenlikle yaklaştılar. Yıllar sonra dönüp baktığımda, benim eksik değil, onların gereğinden fazla olduğunu ve bundan kendilerinin de bu- nalmış olduklarını fark edecektim. Sıradan konuşmalarda bile çok fazla yorum yapılıyordu. O zamanlar memlekette sadece düz dedikodu vardı ve davranışların yorumlanması alışmadığım bir şeydi. Entelektüel arkadaşlarımın kültür ve sanat olaylarından sık söz etmeleri benim gibi bir cahil için başlangıçta iyi bir rehber oldu. Aslında birey olarak Amerikalıların genelde iyi insanlar ol- duğunu düşünüyorum, hatta biraz da saf yanları var. Memlekette yaygın olan, arkadan konuşma, mesnetsiz yargılama, yıkıcı de- dikodu ile orada hiç karşılaşmadım. Bazen onları üst-sistemin kurbanları gibi gördüğüm de olur. Doksanlı yıllarda insan ilişki- lerinde bir şeylerin yanlış gitmekte olduğunu fark eden bir kısım Amerikalı, intimacy dedikleri yakın ilişki kavramını halledilmesi gereken bir mesele olarak ele almaya çalıştılar. Ne var ki duygu- sal meseleleri proje olarak ele aldığınızda bir yere varmak genel- likle mümkün olamıyor.
Sayfa 51 - MetisKitabı okuyor
En büyük, en güçlü, en gelişmiş... En sözcüğünü sevmem ve cid- diye almam, ama Amerika'da ondan çok var. Böyle bir model üzerine kurulmuş olan sistemin narsisistik yapısı, doğal olarak, bireylerini kendi amaçları doğrultusunda kullanma eğiliminde oluyor ve onlara fazla kişisel alan bırakmıyor. Bu, Amerika'yı bir yönergeler toplumu yapıyor. İnsanların sistemin şartlandırdığı yönergeler doğrultusunda davranması bekleniyor ve buna uyma- yanlar sistem dışına itiliyor. Sistem, girişimciliği ve yaratıcılığı teşvik ediyor. Bu nedenle, kendi ülkesinde bilim ve sanat dünya- sında aradıkları zemini bulamayan pek çok insan orada amaçla- rını gerçekleştirme imkânı bulmuştur. Ancak bu insanın kendisi- ni gerçekleştirmesinden farklı bir durum ve sistemin böylesi bas- kın olduğu bir alanda, duygusal dünyaların sığ kalma olasılığı da yüksek. Sistem bireyleri en iyisine sahip olduklarına öyle inandırmış ki insanlar kendilerini yöneten mekanizmaları soruşturma gereğini duymuyor. Belki de bu nedenlerle, ülke 11 Eylül'de aldığı narsisistik darbenin etkilerinden bir türlü kurtulamıyor
Sayfa 49 - MetisKitabı okuyor
256 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
"Beni bulamazsan üzülme, eşyalarımı bulacaksın. Kestiğim taşları,açtığım yolları, işlediğim heykelleri bulacaksın. Ve göreceksin ki binlerce yil öteden, parmak izlerimiz değecek birbirine..” İnsan hakları, cinsiyet eşitliği, barış ve şiddetsizlik kültürünü geliştirmeyi, dünya vatandaşlığı,kültürel çeşitlilik ve kültürün sürdürülebilirliğini
Zamansız Şehrin Çocukları
Zamansız Şehrin ÇocuklarıAlmila Aydın · Altın Kitaplar · 05 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.