Şiir sanatının verdiği zevkin banyo keyfinden nasıl farklı olduğunu açıklamak kırmızının maviden nasıl farklı olduğunu açıklamak kadar zordur. Ne var ki, zevklerin kendilerine özgü çeşitliliği bundan daha da öteye geçer. Doğal güzelliğin verdiği estetik keyif ile sanat güzelliğinin verdiği keyif arasında veya­ hut bir desenin güzelliğiyle bir portreninki arasında tarif edile­mez ve gayet açık bir fark vardır.
Bir sanat yapıtı hangi tür olursa olsun, daima somut bir şeydir. Başka bir deyimle o, algının bir nesnesidir.Felsefe ise kavramsaldır. O halde bir sanat felsefesi, algısal olanı kavramsallaştırmaktan başka bir şey değildir.
Reklam
Köy mollası, daha İstanbul insanının, gencinin ne gibi problemleri olduğunu bilmiyor ki Batı insanının mâneviyat ihtiyaçlarını anlayabilsin. Günümüz Müslümanlarının temel problemi budur aslında. Tasavvuf, sanat, estetik vb. gibi ince zevklerin karşısında yer alan kimselerin İstanbul’u ya hiç görmemiş veyâhut İstanbul’a sonradan gelen kimseler olması da tesadüfî değildir. Bu, Osmanlı döneminde şehir İslâmı’nın, yüksek medeniyet İslâmı’nın ardından Cumhuriyet dönemi ile beraber İslâm’ın köylere çekilmesinin bir netîcesidir.
Sayfa 174 - Sufi KitapKitabı okudu
İşte sanat felsefesi özel olarak "sanat eserleri ile ilgili olarak ortaya çıkan kavramların analizi ve problemlerin çözümü ile meşgul olan felsefe disiplini"dir ve o, doğanın estetik deneyi ile ilgilenmez. Öte yandan, tarih boyunca insanların ilgisini doğal güzellikten çok, sanat güzelliğinin çektiği ve estetik soruların daha ziyade doğal değil, sanatsal güzellik ile ilgili olarak sorulduğu da bir gerçektir. Sanat felsefesinin uğraştığı problemler ise şu tür problemlerdir: Sanat nedir? Sanatsal ifade nedir? Sanat eserlerinin herhangi bir doğru içermesi söz konusu mudur? Sanat eserleri ne anlama gelirler? Genel olarak sanatın tanımı yapılabilir mi? Bir sanat eserini başarılı kılan özellikler nelerdir? Sanatçı neyi iletir? Sanatlar nasıl sınıflandırılabilirler?
Sayfa 277Kitabı okudu
Doğru bir tespit.
Bizzat modern şiir kendi kimliğini "düşünme/düşünce" olarak saptamaktadır.
"Hümanizm diye adlandırılan bu araştırma, öğrenme yaklaşımı, keşif yapmak için "insan aklına" dayanıyor ve bu akla güveniyordu. Hümanizm, insanın benliğini geliştirmesinin araçları olarak beş beşeri ilme - şiir, tarih, ahlak felsefesi, dilbilgisi ve retorik - odaklanması bakımından hem bir öğrenme yöntemi hem de bir felsefeydi. Erdemli şekilde hareket etmek, düşünmek ve dolayısıyla iyi bir yurttaş olmak kişi için önemliydi. Hümanistler için güçlü bir zihin kadar önemli olan diğer bir husus da bedensel mükemmeliyet idi. Dinsel aşkınlığa ulaşmak için ruhsal ve bedensel sağlığın birlikte hayati bir rol oynadığına inanılıyordu. İnsani estetik, bir ilgi odağıydı ve insan anatomisinin (iskelet yapısı, kaslar, organlar ve bunların bedensel işlevleri) incelenmesini teşvik ediyordu. Biyoloji bilimi, birbiriyle bütünleşmiş matematik ve sanatla ilerliyordu. Rönesans, biyolojinin yanı sıra astronomi, coğrafya, fizik, kimya, imalat ve mühendislik alanlarında da büyük atılımlarda bulundu. Bu alanlarda ilerleme kaydedilmesinde en büyük rolü, fikirlerin yayılmasına hizmet eden matbaanın icat edilmesi oynadı. Bu arada Hıristiyanlık düşüncesi çok etkili oldu ve Yeni Ahit'e alışılmadık yaklaşım tarzları, Protestanlığın yayılmasıyla birlikte Katolik papalığın bölünmesine yol açtı."
Say Yayınları - Hümanizm ve Aydınlanma
Reklam
111 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.