Albayım kulağa ne güzel gelen bir hitapmış albayım. Bunu, pek sevdiğiniz Hikmet Benol’un acılı tatlılı biraz da şizofrenik hikayesinde gördüm yüzlerce cümlede. Pek hoşuma gitti ne yalan söyleyeyim, öykündüm ben de keşke bir albay tanıdığım olsa ve albayım desem ona diye. Ama bir albaya sahip olmak değil mesele albayım; mesele albayım hitabının bu
Birer muamma olarak doğarız: Kimin kaç gün yaşayacağı, nasıl bir ömür süreceği, ne uğruna tükeneceği hiçbir kulun malumu değildir. İnsanoğluna muammalık sıfatı yakıştırırken şunu gözden kaçırmazsak isabet kaydedebiliriz: Her kime muamma demişsek o, muammalı saydığımız yanım ancak bedeninde can taşıdığı sürece muhafaza edebilecektir. Can taşımak
Şimdiye kadar bana yol gösterenlerden öğrendiğim en önemli şeyi paylaşayım;
Hayat kısa, sanat uzun, zaman geçirme, zamanı değerlendir, hayatın anlamı olsun.
Dünya üzerinde
bilimde başarılı olup sanat hatta sporda başarısız olan tek bir devlet
bile yok. İnsan ruhunun en önemli yapıtaşlarını yansıtan bu üçlü;
bilim, sanat ve spor, aklımızdaki duvarları kaldırdığımızda neler
yapabildiğimizi ortaya koyuyor. Halkın düşünsel açıdan üst seviyede
olduğu ülkeler, hem refah içinde yaşıyor hem de yeni