Ah Tanrım! Sanat uzun,
Oysa hayat kısa.
Sürdürürken eleştirel çabalarımı
Endişeleniyorum aklım ve ruhum için.
Ne zormuş bulamamak
Kaynağa giden yolu!
Ve varamadan henüz yolun yarısına,
Yok olup gider zavallı divane.
Burada, asla ilişikteki romancığı savunma niyetinde değilim. Tam tersine, anlaşılmasını sağlamaya çalışacağım düşünceler daha ziyade Pierre ve Jean'da teşebbüs ettiğim psikolojik inceleme türünün eleştirisini gerektirecektir.
Genel olarak Roman'ı ele almak istiyorum.
Yeni bir kitabın çıktığı her sefer, aynı eleştirmenlerin aynı
btzüğlKöfte firması McDonald’s, Amerika’da sattığı köfte paketlerinin üstüne geniş bir besin tablosu koyuyormuş. Bu nesneyi yiyen ne yediğini anlasın ve ne kadar şişmanlayacağını öğrensin diye.Ayrıca okullarda doymuş yağı, tuzu vs. azaltılmış ürünler satılıyormuş artık.Evet; yağ doyar, insan doymaz. Agop’un kazı gibi yedikçe yer insanoğlu. Hele modern insan... Televizyonun karşısındaki ka nepeye uzanıp, saatlerce homini gırtlak çalışır.Eski Türk filmlerindeki erkeklerin zayıflığına bakın, bir de şimdiki gençleri gözünüzün önüne getirin. Batı’da da durum böyle.Oysa oburluk, Hıristiyan dinindeki yedi günahtan biridir. Bizde de peygamberin, “Sofradan aç kalkın!” öğüdü bilinir.
Oysa edebiyat toplumun temel direği! Yaşamla aramıza koyduğumuz bir açıklama kılavuzu, bir insan ilişkileri rehberi...Dante ve İlahi Komedyamız bir İtalya, Shakespeare’siz bir Ingiltere düşünebiliyor musunuz? Homeros’un îlyada ve Odyssea’sının okunmadığı bir Elen kültürü var olabilir miydi? Moliere’siz Fransa’yı aklınız alıyor mu? Cervantes’i olmayan bir Ispanyol dünyasının tadı tuzu kalır mıydı?Geçmişimizde Yunus Emre, Dede Korkut, Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, Şeyh Galib, Baki, Mefi, Nedim, Evliya Çelebi bulun- masıydı halimiz nic’olurdu?Bu dünyadan gelip geçen kuşaklar, yani milyarlarca insan, atasözleri, deyimler, teşbihler, mecazlar, masallar, efsaneler söylemese, bu muazzam mirasın eksikliğini neyle dolduracaktık?
Günümüzde bir milletvekilinin cebinde şiir kitabı görebil i ı misiniz? Hiç sanmıyorum. Oysa bir insan ilişkileri yumağı olan siyasetin derinleşebilmesi de ancak edebiyat inceliğiyle mümkiin olabilir.Hiç edebiyat bilen ile bilmeyen bir olur mu?