İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyan Nazlı ve Ezel, Jane Austen üzerine ortak bir ödev hazırlamak zorunda kalırlar. Ancak bu ödev zamanla Nazlı’nın kendi hayatıyla hesaplaşma işine dönüşür. Geçmişini unutarak kendine yeni bir kimlik belirleyen Nazlı, her attığı adımda karanlık düşlerine biraz daha gömülür. Bu yolda ona ne en yakın arkadaşı Ecem, ne Ezel, ne de diğer insanlar yardımcı olabilirler. Çünkü bu tamamen, Nazlı’nın çözebileceği bir kördüğümdür.
Konusunu okuduğunuzda sıradan klişe bir kitap olduğunu düşünebilirsiniz, başta ben de öyle düşünmüştüm ama kitabın ilk sayfasını okuduğum anda yanıldığımı anladım. Başta hiçbir karakteri sevememiştim. Ne Nazlı, ne Ezel, ne Ecem... Ama son 100 sayfası beni bitirdi. Son 100 sayfa gerçekten başka bir boyuttu. Bu kitap hakkında ne söylersem söyleyeyim yetersiz kalacak. Okuduğum en iyi genç-yetişkin kitabı diyebilirim. Kitaptaki alıntılar, edebiyat ve sanata dair ayrıntılar hepsi o kadar güzeldi ki... Her cümlesinin altını çizmek, hepsini yeniden yeniden okumak istedim. Romeo ve Juliet'ten Gurur ve Önyargı'ya kadar birçok kitap ve filmin de kitapta konu olması çok etkileyiciydi. Bu kitap kalbime dokundu diyebilirim. En sonunda tüm karakterlere aşık oldum. Ve en sonunda da yapbozun tamamlanması gibi olayların parça parça yerine oturması, hayaletin tahmin edemediğim bir kişi çıkması kitabı kusursuzlaştırdı. Kitap gerçekten muazzamdı. Okuyun okutturun kesinlikle. 01:01'den bir karakterle bir sahne olması da çok hoş bir ayrıntıydı. 00:00 çok güzelsin! Parla!