Her zaman dışı bilinen ancak içerisi merak uyandıran biri gibi yaşa. Seni susmuşluğundan bilsinler. Hep bir tarafın gizli dursun. Hep söylemediğin birkaç söz, anlatmadığın yanın olsun. Sürekli ulaşmak istedikleri. Seni keşfedilmemiş bilsinler. Öyle içten gülümseyerek konuş ki, yüzün çıksa kalplerinden, gülüşün silinmesin içlerinden. Seni
Bugüne kadar her şeyin söylendiğini ve her şeyin yapıldığını düşünen, ancak üretmekten vazgeçemeyen bir yaratıcıyı düşün. Bir şairi, bir yazan ya da herhangi bir sanatçıyı. Davranışa dönüşmesine ramak kalmış iki karşıt düşünce: Üretmek ve üretmemek. Ve ikisi için de yeterli geçerlilik nedeni bulabilen bir zihin. Sence böyle bir oyun nasıl biter?
Doğan Kitap, E-pub
Reklam
144 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Bu kitaba ne diye inceleme yapıyorum ki? Bu kitaba inceleme yapmak bana mı düştü? Ben ne anladımki ne anlatayım? Kitabın adı zaten "Cahil Hoca" olduğundan 'bilmediğimi öğretebilirim' felsefesiyle yazmaya başlıyorum. Okurken, kitap hakkında söylemek istediğim çok fazla şey vardı. Ancak kitap bittikten sonra bir dinginlik geldi. Ve ne
Cahil Hoca
Cahil HocaJacques Ranciere · Metis Yayıncılık · 20142,337 okunma
Her gerçek sanatçı yaşamının yarısından fazlasını yalnızlık ve yaratıcılığı ile çatışma halinde yaşar; varlığının özlediği o çeşitliliği doğrudan değil, sadece yaratıcı aynanın içinde yaşayabilir ve kendini gerçekliğe ancak dolaylı olarak verebilir; yaratıcı olmayan kişi ise hayatı yalnızca zevk almak için yaşar ve sadece zevk alan biri olma, istediği gibi yaşama konusunda özgürdür. Kendine hedefler koyan kişi, rastlantıların önünden geçer gider. Her sanatçı çoğunlukla yaşayamadığı şeyleri anlatır. Sanatçının karşıtı olan rahat, zevk düşkünlerinde ise yaşadıkları o çeşitliliği biçimleme gücü hemen hiç yoktur. Bu kişiler yaşadıkları ana kaptırırlar kendilerini ve sonuçta bu an, diğer tüm insanlar için değerlendirilemeden yitip gider; sanatçı ise en küçük bir anı dahi sonsuzlaştırır. Bu nedenle kutuplar verimli bir şekilde birbirini tamamlayacak yerde birbirlerinden uzaklaşırlar. Birinde şarap bulunmaz diğerinde kadeh. Çözülmez bir paradoks: Eylem ve keyif insanının tüm yazarlardan daha çok anlatacak şeyi vardır; ancak bunu yapmayı beceremez düşün insanları ise anlatacak bir şeyi çok ender yaşadıkları için yaratmak zorundadırlar. Şairlerin yaşamlarının ilginç olması çok enderdir, yaşamları gerçekten ilginç olan insanların da onu anlatacak yeteneklere sahip olmaları.
Sayfa 23
BİZ, BİZ OLUR MUYDUK?
Sen, dedi, yakın atalarından birisine benziyorsun. O da Osmanlı’yı anlatacak resimler ve ressamlar istemişti. Haksız değildi, dedim. Minyatürlerde ne kadar donuk, ne kadar susmaktı, ne kadar hep birbirinin aynısınız. Öyleydik de, dedi ders verir bir eda ile. Bizim içimizde sizin gibi fırtınalar yoktu. Müslüman sanatçı Allah’ın yarattığının bir benzerini yaratmaktan ve onu açıklamaktan şiddetle kaçınırdı.   Bunu sen de derslerinde defalarca söylemedin mi? Sustum, devam etti. Peki onca özlemini çektiğin medeniyet neydi, düşün, bu suskunluk değil mi? O medeniyet bizi, biz o medeniyeti sürekli doğurmadık mı? Eğer ben senin arzuladığın gibi bir Hugo olsaydım, Levnî minyatür değil de derinlikli manzaralar yapsaydı, biz, biz olur muyduk? Bütün o Itrileri, Selimi Salisleri, Dedeleri, Galibleri, Fuzulileri besleyen ve yaratan ne?
Sayfa 119 - Timaş Yay.Kitabı okudu
Bugüne kadar her şeyin söylendiğini ve her şeyin yapıldığını düşünen, ancak üretmekten vazgeçemeyen bir yaratıcıyı düşün. Bir şairi, bir yazan ya da herhangi bir sanatçıyı. Davranışa dönüşmesine ramak kalmış iki karşıt düşünce: Üretmek ve üretmemek. Ve ikisi için de yeterli geçerlilik nedeni bulabilen bir zihin. Sence böyle bir oyun nasıl biter?
Reklam
Geri124
249 öğeden 241 ile 249 arasındakiler gösteriliyor.