Okuruma Mektuplar'da da açıkladığı üzere, güç
beğenen, özenbir sanat işçisi gibi davranıyor: "Kolay yazamam zaten, her yazım, kısa da olsa saatlerce uğraştırır beni. Ama bu hepsinden uzun sürdü. Okudum, karışık buldum, beğenmedim. Yırttım bütün yazdıklarımı, silmeyi sevmem, yırtar atarım. Yeniden yazdım." (1989, s. 120)
Bu aşırı titizlik ve çabayla Ataç giderek bir sanatçı oluyor sonunda, hem de iyi bir sanatçı: Bir denemeci. Eleştiricilikten çok sanatçılık yanı, yargılayıcılıktan çok düşündürücülük yanı ağır basan bir denemeci. İçtenliği, öfkeliliği, yürekliliği, aşırılığı, yalınlığı, bağımsızlığı, kuşkuculuğu, usçuluğu, ödünsüzlüğü, doğruluğu ile ilgiyi çeken bir denemeci.