Hangi kitabını okursam okuyayım insanın iç dünyasını edebiyat yoluyla böyle güzel anlatan sayılı yazarlardan Dostoyevski, bir anlam arayışı ise insanın yolu, bu anlamı bulmada hakikaten tek geçtiğim yazarlardan, yarattığı karakterleri içselleştirdiğim, hayatı geçtim kendimi tanımada bana klavuz olmuş bir yazar... Zaten çoğu iyi yazar ondan etkilenmiştir; Thomas Mann, Dostoyevski’yi “Doğunun Dante’si; Maksim Gorki ise “Rus Shakespeare’ı” der onun için. Sigmund Freud, “Dostoyevski ve Baba Katilliği” (1928) adlı eserinde “Dostoyevski’nin sanatçılık bakımından Shakespeare’in hemen yanında yer aldığını”, “Karamazov Kardeşler ile hiçbir romanın boy ölçüşemeyeceğini” söylemiştir (kesinlikle katılıyorum.). Nobel edebiyat ödüllü, hümanist ve ahlakçı Andre Gide, “Dostoyevski’de Rembrandt ya da Beethoven’da olduğu gibi, hiçbir yumuşama olmadığını söyleyerek onun eserlerini, Rembrandt’ın derin anlamlı bir resmine bakarak çizilmiş kara kalem resimlere benzetmiştir.” Kafka’nın Dönüşüm hikâyesinin ilham kaynağı Dostoyevski’nin Timsah’ıdır. Camus, Sartre gibi Varoluşçu yazarlar da Dostoyevski’den ilham almışlardır.
Şanslıyım seni okuduğuma, iyi ki doğmuşsun ve iyi ki yayılmışsın zihnimize...