Ama renksiz, hastalıklı bir güzellik aşkı yapay ve yozlaşmış bir zevkin belirtisiyken, gerçekten kültürlü her insan, gerçek yaşamın akıl ve yürekle yaşamak olduğunu duyumsar. Güzellik her bireyin gözlerine kişiliğin bir ifadesi olarak bütün açıklığıyla yansır, bu nedenle halk şarkılarında çok az sözü edilen kişiliğin ifadesi, kültürlü bireyler arasında egemen olan güzellik anlayışlarında büyük önem kazanır.
Yeniyi yapmak, eskiyi yıkmak kadar kolay değildir ve bir şeyi savunmak, ona saldırmak kadar kolay değildir. Bu nedenle, bana doğruymuş gibi görünen güzelliğin özüne ilişkin düşüncenin, herkes için tatmin edici olmaması kuvvetle olasıdır.
Kendi güzelliğinin bilincinde olmak ve onunla ilgilenmek varken, uzun süre ayna karşısında güzel olmaya çalışarak elde edilecek güzellik boş, yani hiçbir önemi olmayan güzelliktir.
Bilim, gerçekliğin üstünde olmayı düşünmez, bu onun için bir utanç değildir. Sanatın da yaşamın üstünde olmayı düşünmemesi gerekir; bu onun için alçaltıcı bir şey değildir.
Aşkı, sevgiyi ve sonsuz sevgiyi anlatma alışkanlığı, yazarları, yaşamın genel olarak insanları çok daha fazla ilgilendiren başka yönlerinin olduğunu unutmak zorunda bırakıyor.
Sanat yapıtlarının amaç ve anlamı şudur: gerçekliği düzeltmezler, onu süslemezler fakat yeniden yaratırlar, ona ersatz (yerini tutma) olarak hizmet ederler.
... gerçeklik, kusurlarının giderilmesi ve kendi başına yeterince güzel olmadığı için değil, özellikle güzel olduğu için sanatlarda yeniden üretilmektedir.
Gerçekliğin olayları ayar damgası taşımayan bir altın külçesidir: Birçok kimse sadece damgasız olması yüzünden onu almayı reddediyor, pek çok kimse de onu bir bakır parçasından ayıramıyor.
Biz gerçekliğe, tanışıklığımızı bize zorla hatırlatan bıktırıcı bir konuğa yaklaştığımız gibi yaklaşıyoruz, yani gerçeklikten uzak durmaya çalışıyoruz.