Biz gerçekliğe, tanışıklığımızı bize zorla hatırlatan bıktırıcı bir konuğa yaklaştığımız gibi yaklaşıyoruz, yani gerçeklikten uzak durmaya çalışıyoruz.
Gerçekliğin olayları ayar damgası taşımayan bir altın külçesidir: Birçok kimse sadece damgasız olması yüzünden onu almayı reddediyor, pek çok kimse de onu bir bakır parçasından ayıramıyor.
... gerçeklik, kusurlarının giderilmesi ve kendi başına yeterince güzel olmadığı için değil, özellikle güzel olduğu için sanatlarda yeniden üretilmektedir.
Sanat yapıtlarının amaç ve anlamı şudur: gerçekliği düzeltmezler, onu süslemezler fakat yeniden yaratırlar, ona ersatz (yerini tutma) olarak hizmet ederler.
Aşkı, sevgiyi ve sonsuz sevgiyi anlatma alışkanlığı, yazarları, yaşamın genel olarak insanları çok daha fazla ilgilendiren başka yönlerinin olduğunu unutmak zorunda bırakıyor.