Salih Bozok
Mustafa Kemal her zaman bir milletin sadece askeri birliklerle değil, bilimle, eğitimle, kültürle ve sanatla güçleneceğini söylerdi.
Sayfa 95
Sofu bozuntusu, babasının yaptıklarını yıkan II. Bayezid'ın yediği halt!!!
Bellini'nin II. Mehmed portresi (1481) sonraki bir sultan tarafından putperestçe bulunduğu için satılmıştır ve bugün Londra'da National Museum'da sergilenmektedir. Müslüman bir ülke hükümdarlarının temsili sanatla tanıştırılması ve Bellini'nin İstanbul'da bir pazarda ıskartaya çıkarılmış ve İngiliz tüccarlar tarafından alınan alınmış portresinin öyküsü Rönesans pazarında olup bitenlerin çarpıcı bir örneğidir.
Sayfa 308 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Kozmografya ve Atatürk
"Yıl 1929.. Lise 3 ders kitabı. Adı: Kozmografya. Yazarı Ordinaryüs Prof. Dr. Ali Yar. Atatürk’ün isteği ile yazıldı. Büyük önderdeki öngörüye bakar mısınız? Hikayesi ise inanılmaz.... “Bu kitabı bulabilmek için uzun zamandır çaba sarf ediyordum. Sonunda bir sahafta buldum. Adı Kozmografya. Türkiye’deki ilk astronomi kitabı. İlk baskısı 1929’da yapıldı. Benim bulduğum ise 1933 baskısı. Yazarı Ordinaryüs Prof. Dr. Ali Yar. Bu kitap yazılmadan 8 sene önce Ankara Hükümeti’nin kasasında sadece 48 kuruş vardı. İşgal güçleriyle, fakirlikle, cehaletle ve hastalıkla mücadele ediliyor; savaş sonrası Osmanlı’nın borçları ödeniyor, diğer yandan bilimle sanatla Cumhuriyet inşa ediliyor, fabrikalar yapılıyor, operalar temsil ediliyor, yurt dışına eğitim için öğrenciler gönderiliyor, örnek bir ülke meydana getiriliyordu. Astronomi nedir, kimse önemini bilmiyordu. Ama bir kişi bunun önemini biliyordu. Dünyada başka örneği yoktur, bir devlet adamının astronomi kitabı yazdırmasının. Evet, Kozmografya, Atatürk’ün isteğiyle Ali Yar Bey’e 1929’da yazdırılmıştır. Gezegenler, mevsimler nasıl oluşur, kara delik nedir, Aristo’dan başlayarak Kopernik’ten Galileo’ya tüm uzmanların düşünceleri, Samanyolu haritasına kadar her şey bu kitaba konulmuştu. 1933’ten başlayarak tüm liselerde zorunlu ders olarak okutulmuştur ta ki 1979’a kadar." i.hizliresim.com/M1DzjM.jpg
Dinin, dinsizliğin, sporun, sanatın, eğitimin, bilimin, okuryazarlığın, hayrın, şerrin herşeyin istihmar aracı olduğunu görüyoruz. Çünkü bunlar, zihni bu acil haklardan yana iğfal etmek, kimi isterlerse istihmar etmek için, herkesin tipine göre bir istihmar aracı seçmektedirler. Her kimin neye karşı ilgisi varsa, o kişiyi hemen o işin peşine gönderirler! Bir takım insanlar duayla oyalanırlar, kimileri sporla avunurlar, kimileri dinle, kimileri sanatla, kimileri bilimle, kimileri araştırmayla, kimileri ahiretle, kimileri irfanla, kimileri de zühdle oyalanırlar. Hasılı herkesin başı bir yerlere bağlıdır. Bir insan olarak "ben"; sosyal bir takdir olarak "bizi" aldatan şey, bu yöntemdir.
İnsan kendini bilmeye , etrafını saran boşluğu fark ettiği an başlar. Adını koyamadığı bu boşluğa tırnaklarını geçirir. Onu eksiltemediğini, yok edemediğini anlayınca direnmekten vazgeçer ve çevresini eşyalarla , türlü uğraşlarla, ilimle , sanatla doldurmaya çabalar.Bir süre sonra anlar ki bunca şeye rağmen başını döndüren boşluk aslında dışında değil , içindedir.
Gençlerimiz Anadolu Lisesi, Fen Lise- Kolej muhabbeti yahut iki basamaklı ÖSS sisteminde test ile tost arasına sıkışıp kaldılar. Bu çocukların zihinleri kadar gönüllerini ve ruhlarını da eğitmemiz gerekir. Bu da acak kültürle ve sanatla olur.
Sayfa 209 - KAPI YAYINLARI- 1. BASIMKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.