Beat kuşağının haylaz temsilcisi Brautigan...
Tokyo-Montana Ekspresi kara mizahla anlatılan, ironik, mini otobiyografik öykülerden oluşuyor. Amerikan kültüründen izler taşıyor.
Hiç de şizofren teşhisi koyulmuş bir yazarın öyküleri değil sanki. "Talihsiz Bir Kadın", "Yani Rüzgar Her Şeyi Alıp Götürmeyecek", "Tokyo-Montana Ekspresi"nden sonra yazarla özdeştik sanki. Sırada"Kürtaj" isimli kitabı var. Keşke intihar etmeseydi de, daha çok yazabilseydi.
Hayatının büyük kısmını minik gerçekliklere ilgi duyarak geçirmiş. Buna öykülerinde rastlıyorsunuz. Kitapta da bahsedildiği gibi Brautigan, bazen çöpe atılan Noel ağaçlarını ölümsüzleştiren fotoğraflarda, kulubeyi şehrin meydanına çevirdiği ampullerde, idam mahkumların mönülerinde, patlamış mısır etiketinde, kar tanelerinin dansında hikâyesine malzemeler çıkarıyor. Hayvan mezarlığını gezip öykü yazıyor.
Yazarla tanışanların onun kalemini, mizahını seveceğinden eminim.
Keyifli okumalar efendim.