"Miss Bingley," dedi Mr. Darcy, " bana gereğinden fazla itibar etti. En akıllı ve en iyi insanlar... yani en akıllıca ve en iyi hareketleri bile, hayattaki ilk amacı şaka yapmak olan biri tarafından alay konusu edilebilir." "Elbette," diye cevap verdi Elizabeth, " öyle insanlar var, ama umarım ben onlardan biri
Bir sabah Kellynch Hall'da gazeteyi bırakırken Bay Shepherd, "Şunu belirtmek isterim ki Sör Walter," dedi, "şu anki durum bizim lehimize. Bu barış, bütün zengin deniz subaylarımızı karaya çıkaracak. Hepsi bir yuva isteyecek. Kiracı seçimi için daha iyi bir zaman olamaz, Sör Walter, son derece sorumlu kiracılar. Savaş sırasında
Reklam
Yuvadaki Şeytan Neden bütün ya da hemen hemen bütün modern evliliklerin mutsuz olduğu sorusu (sanki sadece modern evlilikler mutsuzmuş ve modern olmayanlar mutluymuş gibi), bütün edebiyatın -ciddiyetle- ve her beş çayı sohbetinin -ciddiyetten uzak bir biçimde- etrafında döndüğü, son moda sorulardan biri. Dünya üzerindeki her soru, toplumun
"Kalona, Alaycı Kuzgunların babasıydı ve insan degildi. Biz onu ve çarpık evlatlarını şeytanlar olarak niteleriz ama bu tam olarak doğru değildir. Sanırım Kalona'yı en iyi "melek' olarak tabir edebiliriz." Büyükannem Alaycı Kuzgunlar dediği anda, bütün bedenim ürpermiști ama sonraki/sözcükleri beni daha çok şaşırtmıştı doğrusu. "Melek mi? İncil'deki gibi mi?" Afrodit "O zaman iyi adamlar olmaları gerekmez mi?" diye sordu. "Evet, öyle olmaları gerekir. Fakat şunu unutmayın ki Hıristiyan geleneği Lucifer'i de meleklerin en güzeli ve en aydınlığı olarak tarif eder ama o,doğru yoldan saşmıştır." "Bu doğru," dedi Afrodit. "Bunu unutmuştum. Yani bu Kalona da yoldan sapmış ve kötü adama dönüşmüş bir melek öyle mi?"
Sayfa 257 - PEGASUSKitabı okudu
Genç kadın büyük bir hevesle nakış işlemeye koyuldu ama bir türlü istediği gibi olmuyordu. Zihninde canlandırdığı en basit motifleri dahi kasnağa gerilmiş kumaşın üzerine yansıtamıyordu bir türlü. Endişe dolu bir sabırsızlıkla yaratmakta olduğu korkunç deseni görmezden geliyor, elindeki iğneyi batırıp durarak hırsını kumaştan almaktan
Sayfa 440
Sanırım deliyim....
"Toplum her zaman belirli davranış kurallarını herkese empoze etme eğilimindedir, tek tek insanlar ise neden bu kurallara uymak zorunda olduklarını her zaman meak ederler. Bunları kabullenirler, tıpkı daktilo kulllananların belirli bir klavyeyi en doğrusu sanarak benimsedikleri gibi. Saatin yönünü sorgulayan biriyle karşılaştınız mı hiç?" "Hayır" "Biri böyle bir şey yapacak olsa alacağı karşılık, 'Deli midir, nedir?' olacaktır.
Sayfa 176Kitabı okudu
Reklam
“Üstadım sen ki debbağların pirisin neden burada bahçıvanlık yapmayı tercih ettin? Burada da bir debbağ atölyesi açabilirsin,” diye sorduğumda gülümseyerek; “Sana bir sır vereyim mi dostum,” dedi. “Evet, gerçekten merak ettim,” “Zindanda kaldığım beş sene içerisinde düşünmeye çok zamanım oldu. Bütün yaşantımı belki de binlerce kez gözden geçirdim ve sonunda bu hayatta yaptığım en büyük hatayı buldum. Şeyhim Kirmani’nin bana pek çok kez anlattığı, benim de her defasında canı gönülden dinleyip kabul ettiğim, Yaradan’ın tecellisini görmek için yarattıklarına bakmak gerektiği gerçeğini hayatımda hiçbir zaman tam olarak uygulayamadığımı anladım. Bir ağaçta, bir çiçekte, toprağın kendisinde Yaradan’ı göremediğimin, daha doğrusu onu görmek için bakmadığımın farkına vardım. Yaşamı hep mücadele ile geçen insanların yaptıkları en büyük hata sanırım bu. Yaşamak adına mücadele ederken gerçek yaşamı yaşayamadan ölüp gitmek, ne kadar acı değil mi? Şimdi bahçıvanlık yapmamdaki sebeb de buradan gelmektedir, Allah’ın yarattığı her güzelliği daha yakından görebilmek, onlarla biraz vakit geçirip onlara hizmet edebilmek için bahçıvanlık yapmaya karar verdim.”
Sayfa 324 - Fark YayınlarıKitabı okudu
"Ama sanırım sizi daha önce de uyarmıştım; merhamet iki tarafı keskin bir kılıçtır. Kullanmayı bilmiyorsanız en doğrusu ona dokunmamak, en önemlisi de kalbinizi ondan korumaktır. Merhamet, hastalara başlangıçta morfin gibi iyi gelir. Bu onlara, kendilerini daha iyi hissetmeleri için yardım etmenin yollarından biridir. Ama dozunu ayarlayamazsanız ve nerede duracağınızı bilmezseniz ölümcül bir silaha dönüşür. İlk bir iki iğne hastaya yararlı olur. Sakinleştirici ve ağrı kesicidir. Ama organizmanın, vücudun ve beynin gizemli bir uyum yeteneği vardır ve tıpkı sinirlerin giderek daha fazla morfine ihtiyaç duyması gibi beyin de gittikçe daha fazla , sonundaysa hiç kimsenin veremeyeceği kadar merhamet ister. Her iki durumda da hastaların size karşı, onlara hiç yardım etmemeniz durumunda duyacaklarından çok daha büyük bir nefret duyacaklarını bile bile, 'Hayır' diyeceğiniz o kaçınılmaz an gelecektir. Sevgili teğmenim, merhamet kontrol altında tutulmalıdır yoksa ilgisizlikten daha fazla zarar verecektir."
Sayfa 247 - Martı YayınlarıKitabı okudu
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
bütünüyle burada kalması gereken dizeler...
Kahkaha kesin bir sınırdır senin sesin için; geçmezsin kahkahaya. Bu da gülümsemeyi senin tapulu malın yapar. Gülmek sende gülümsemenin bir noktada taşkınlığı oluyor daha çok. Bu bakımdan gülümsemenin bütün öğelerini de birlikte getiriyor. İş bu kadar da değil, yeni birtakım öğeler de getiriyor. Ilıktır senin sesin. Güvenli olmaktan çok
Sayfa 315 - Sesin Senin
Reklam
Yok bir şey
I yok bir şey, yani bir ölüm sonrası bu, bitecek gibi değil yıllardır sezilen bir çocuk ağlamasında anısız, başıboş, dağılgan bir tabanca sesinde belki belki de bir orman mı bu, tanımsız çiçekler açan orada ve sanki tuhaftır da sayısız kuşları beklettiği diyelim bir süre kendini dinlemek, diyelim bir süre boşluk yani upuzun kumlar, kumlarda
Sayfa 597Kitabı okudu
Üstad'ı takip edenlerin en yaygın olduğu ülkelere ziyaretler de bir sonuç vermeyince, Allah'tan ümidimizi kesmesek de, üzerimize bir durgunluk gelmişti. Daha doğrusu, arayışımızı aynı hızla sürdürmek konusunda bir gevşeklik. Sanırım bu çok doğaldı. Bir şeyi çok ümit edersiniz, istersiniz, şevkiniz doruktadır ve elinizden gelen her şeyi yaparsınız, ama aylar, yıllar süren çabalar bir sonuç vermeyince, ister istemez, eski odağınız dağılır. Bize de öyle olmuştu. Odağımız dağılmıştı. Üstad gibi bir arif-i kâmili tanımak. Onu bulmak. Bu hedefimizden şaşmamıştık, ancak yorulmuştuk.
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
"Zaten insan ahmaktır, hem de ne ahmak! Yani, tamamen ahmak olmasa da, nankördür, o kadar ki, eşi benzeri yoktur. Örneğin ben, ortada hiçbir sebep yokken, geleceğin mantıklı toplumu arasından, yüzünden bayağılık ya da daha doğrusu tutuculuk ve alaycılık akan bir beyefendinin birdenbire çıkıp ellerini beline koyarak, bize "Beyler, bütün bu mantığın kıçına tekmeyi yapıştırsak, bütün bu logaritmaları cehennemin dibine yollasak ve yeniden dilediğimiz gibi aptalca yaşasak," dese zerre kadar şaşırmam. Bu pek önemli değildir ama kesinlikle peşine takılacaklar olması üzücüdür, ne yaparsın, insan böyle yaratılmış. Bütün bunlar, sanırım, sözünü bile etmeye değmeyen, en anlamsız nedenler yüzündendir, özellikle de insanın her yerde, her zaman, kim olursa olsun, hiç de aklın ve çıkarın buyurduğunu yapmayı değil, dilediğince hareket etmeyi sevmesinin sonucudur."
Sayfa 37 - Koridor YayınlarıKitabı okudu
_Laiklik, medeniyettir. _Laikliği, her şeyin üstünde zorunlu buluyorum. _Cadılarla, hortlaklarla ve ruhlarla ilgilenmek, politikacıların işi değildir. Politikacıların görevi, kanunlarla sınırlandırılmıştır. Politikacı, ruhları, sıradan insanlardan daha iyi bilmez ve bundan ötürü, en az benim kadar cahil olan ve benim selâmetimle benden daha az
Resim