64’lerin Feriköyü’ne dönelim…
- Dönelim… Nüfus az. Herkes birbiriyle dost, arkadaş. Daha çok azınlıkların yaşadığı bir muhit. Mahalle kültürü hakim. Irk, din, dil ayrımı yok. 12 yaşındayım. Cumbalı bir evde yaşıyoruz. Babam, Nestle Fabrika’sında çalışıyor, annem ev hanımı, bir kardeşim var. Annemle babamın en yakın arkadaşları Rum ve Ermeni.
Ne güzel yolculuktu;
Ruhi Bey, Ahmet Abi, Yakup, Stefan, Hilmi Bey, Cemal, Bayan Sara ve diğerleri ile...
Bitti şimdilik. ..
Sizin ömür boyu şiir içinde yaşadığınız sarhoşluğu bir nebze olsun ben de yaşadım bu süreçte.
En bilinen şiiriniz Yerçekimli Karanfil'den öteye geçişim "Ne Gelir Elimizden İnsan Olmaktan Başka" ile olmuştu.
İçim kör bir kuyu gibi derin,
Bir şey beklemiyor benden artık.
Susmak istiyorum, susmak bugün.
Susmak.. Hiçbir üzüntü duymadan.
ORHAN VELİ
Şiir böyle bir şey demek. İnsanın içine işleyen, insanın duygularını dizelere kazıyan, duygu olarak yalnız değilsin demeyi böyle şarkı söyler gibi söyleyen. Ahenk dolu, ninni gibi biraz. Kendini
YALANCI AŞKLAR SOKAĞI #kitapyorumu
"Bütün karanlıkları aydınlatacak kadar hayat dolusun sen."
Romantik komedi tutkunları için harika bir önerim var. Şöyle okurken içinizin gideceği tatlı diyaloglarla yok artık bu da olmaz diyeceğiniz sizi baya güldürecek komedi sahneleriyle içinizi sıcacık edecek bir kitap Yalancı Aşklar Sokağı.
Bir ilaç içsem bari diye düşündüm,
Biraz kolonya sürünsem,
Ferahlasam, pencereyi açsam.
Şöyle bir şey yazdım sonra:
Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre
Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde.
Berbattı,
Bir şiire böyle başlanmazdı.İç ses diye söylendim,
Ardından Yıldırım Gürses...
Aptal aptal güldüm bir de buna.
Ayşecik vazoyu