Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Anlaşılmayacak bir şey yok," dedi ilkyaz yağmurum, sanırım aptallığıma biraz da kızarak. "Tanıtım harcaması bahanesiyle parayı ajans üzerinden başka bir hesaba aktarıyorlar." "Öyleyse ajans tamamen bir tezgah," dedim nihayet aydınlanmış bir şekilde. "Tek bir müşteriyle çalışmalarının sebebi de bu." "Günaydın yani," dedi
Deniz'imin son isteği...
❝ İdam günü gelip çatınca, o sevdiğim, alıştı­ğım giysilerimi giyeceğim: postallarımı, parka­mı. Beyaz ölüm gömleğini giydirmek isteyecek­ler, giymeyeceğim. Kesin. Direneceğim ve giyme­yeceğim. öyle her zamanki eyleme gidiş tavrımla gi­deceğim. Yok, tıraş falan da olmayacağım. Gidip, oturup, önce bir sigara yakacağım orada. Sonra demli, sıcak, güzel bir çay içeceğim. Ha bak, Rodrigo’nun o ünlü gitar konçerto­sunu dinlemek isterim orada. Bak, bunu çok is­terim. Sanırım, asılacak bir insanın son isteğini geri çevirmezler. ❞
Reklam
288 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Aile kaderdir
"Çocukluğum" olmasına rağmen yaşanamamış bir çocukluk... Düşünsenize çok küçük yaşta hep ölüm, kaos, şiddet, kimsenin kimseye tahammülü olmayan bir ortamda büyüyorsunuz. Ne kadar acı... Ben de Aleksey gibi anne - babasından ayrı akrabalarının yanında yaşamak zorunda kaldım. Bu yüzden Aleksey'i çok iyi anlıyorum ama sanırım ben ondan biraz daha şanslıydım. Acılar, eksiklikler, hayat koşulları, insanlar... o kadar zor gelir ki çocuk olduğunuzu unutuyorsunuz bazen. Bir bakmışsınız olgunlaşmaya başlamışsınız küçücük yaşta, güçlü olmak zorunda bırakılmışsınız çünkü başka seçeneğiniz yok. Kitap Aleksey isimli çocuğun babasının ölümü ile başlıyor. Babasının ölümünden dolayı anneanne ve dedesinin yanına yerleşir. Bazı sebeplerden dolayı annesi de Aleksey'i terk eder. Bunun sonucunda Aleksey'in yaşadıkları anlatılıyor bizlere. Her satırda düşünmeye hayatı sorgulama başlıyorsunuz. Kitabın yeri benim için her zaman farklı olacak. Mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Okuyacak olan arkadaşlara şimdiden keyfli okumalar dilerim.
Çocukluğum
ÇocukluğumMaksim Gorki · Yordam Edebiyat Yayınları · 201815,7bin okunma
Dahiler Nasıl Uyurdu??
Peki dâhiler, günde 2-3 saat uykuyla yetinen mucitler, bilim insanları, popüler sanatçılar, komutanlar?.. Leonardo da Vinci, Edison, Benjamin Franklin, Napolyon bunlardan birkaçı değil mi? Geriye dönük araştırmalar ve hatıraların hiçbirinde bu kişilerin bu şekilde uyuduğuna dair bir bilgi yok. Sanırım bunu onlara sorma şansımız da yok. Belki çok çalışıyorlardı, belki devlet adamı ya da asker olmaları nedeniyle bölünmüş bir uykuya sahiplerdi ama hiçbiri 2-3 saat uyuyan ve uykuyu gereksiz gören insanlar değillerdi. Zira entelektüel kapasiteyi iyi düzeyde kullanabilmek, üretebilmek sağlam bir beyin gerektirir ve sağlam bir beyin için verimli ve yeterli sürede uyku şarttır.
Gözlerimi açmaya tâkatim yok, Ne de uyumaya hiç mecâlim.. Sanırım bu gecenin sabâhı yok, Karıştı yine bütün ahvâlim..
Sanırım o zaman sözcüklere güvenmiyorduk, bizim adımıza başka bir şeyin konuşmasını istiyorduk.
Sayfa 192
Reklam
120 syf.
·
Puan vermedi
·
35 günde okudu
Symposion ve Eros
Uzun bir inceleme yazmaya niyetim yoktu fakat sanırım yine uzatacağım. (Kendim için notlar) Önce şunu söylemem gerekir ki: Platon’un diyaloglar içinde hocası Sokrates’i böylesine bilge ve saygın biri olarak tasvir edip onurlandırması, bu diyaloglar içinde kendi adını hiç geçirmemesi beni etkiliyor. Kitabın Yunanca adı Symposion, dilimizdeki
Şölen - Dostluk
Şölen - DostlukPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,045 okunma
560 syf.
9/10 puan verdi
9/10 Slow burn, grumpy and sunshine ve small town tropeları varken çok çok kötü bir kitap olamazdı diye düşünüyorum Naomi sürekli başkalarını düşünen, kendi duygularını geri plana koyan bir kadın karakterdi. Çoğu zaman kendimi onunla empati yaparken buldum çünkü karakterlerimiz uyuşuyordu. Bu yüzden de onu ekstra sevdim sanırım. İkizine ise diyecek bir sözüm yok… Kasabadakilerin Naomi’yi benimseyişi, sevişi, onu üzdüğünde Knox’a davranışları keyfimi kesinlikle yerine getirdi Knox grumpy olmasıyla beni çoğu zaman sinir etsede güzel bir kitaptı. Yaşadığı travmaları vesaire tabi ki anlıyorum ama sen 40 yaşını geçmişsin be adam artık aş bunları ya ! Son zamanlarda okuduğum kitaplarda erkek karakterler beni tripleriyle krize sürüklüyor. Üzerime acilen green flaglerle dolu bir erkek karakter atın
Üstesinden Gelemediğimiz Şeyler
Üstesinden Gelemediğimiz ŞeylerLucy Score · Martı Yayınları · 2023310 okunma
En yakınlarımın bile bilmediği başka bir ben saklı bende. Sanırım görmeyi de hakeden olmayacak ve o ben yok olup gidecek bende 🌼
Sanırım hepsi bu, yok daha fazlası.
Reklam
1552 syf.
10/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Buz tutmuş intikam yemeği
(SPOİLER İÇERİR) !! Ah Dantes, ah seni o kadar iyi anlıyorum ki. Limana geliyorsun, Sevdiğin kız Mercedes'le evlenmek üzere. Bir bakıyorsun önünde engel olarak Fernand ve Danglars. Gıcık muhteşem ikili. Dantes'in tek amacı dünya hayatına çıkmaktı.
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)Alexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202025,8bin okunma
520 syf.
7/10 puan verdi
Bazı romanlar ilk cümleleriyle hatırda kalır.Masumiyet müzesi de onlardan biri.. “Hayatımın en mutlu ânıymış, bilmiyordum.” Bence bu roman ne politik ne de tarihi bir roman.. Sadece bir kadına fena halde takılan zengin bir adamın hikayesi.. Kitabı sevdim ama bazı bölümlerinde yer yer sıkıldığımı da itiraf ediyorum. En sevdiğim kısmı yazar İstanbul’u çok güzel anlatmış. On yıl gibi uzun bir sürede yazılan kitabı bir kaç satırda anlatmak imkansız.. Sadece şunu söylemek isterim sanki romandaki ilk hedefimiz müze değil aşk dediğimiz karmaşık, psikolojik, kültürel antropolojik şeyi soğukkanlılıkla anlamak.. “Kendisinde olmayan bir şeyi, kendisinden talep etmeyen başka birine vermeye çalışan" kemalin çok kabahatı yok sanırım aşk böyle bir şeymiş.. Kemal ve Füsun rüyama girmeden son alıntıyla veda ediyorum.. “Mutluluk” insanın sevdiği kişiye yakın olmasıdır sadece..
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,3bin okunma
144 syf.
8/10 puan verdi
Uzun zamandır reading slump'tayım. Ve uzun zamandır Haruki Murakami'nin kitaplarını okumak istiyordum. Kronolojik sırayla okumaya karar vermiştim. Fare dörtlemesi diye geçen serinin de, yazarın da ikinci kitabı olan Pinball 1973 hakkındaki fikirlerimle buradayım. Bu kitapta da
Rüzgarın Şarkısını Dinle
Rüzgarın Şarkısını Dinle
kitabındaki adsız baş karakterimizi ve onun
Pinball 1973
Pinball 1973Haruki Murakami · Doğan Kitap · 2020913 okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.