Ethem Baran ile nasıl tanıştım şu an hatırlamıyorum.Sanırım "Güzelliğini Gördükçe Ağlayasım Geliyor" gibi bir kitap ismi fazla ilgimi çekmişti.Kapak da güzeldi.Ve galiba sosyal medyada da sık sık karşıma çıkmış ve beni iyice meraklandırmıştı.
Okuduğum ilk kitabını çok beğenmiştim.Oradaki hikayelere kendimi çok yakın hissettiğimi
“Burada güzel şeyler yaratabilmek çok daha iyi. Neredeyse yarım kalmak üzere olan bir hayatı yeniden canlandırmak da öyle.”
“İşimi yaparken bunu şimdiye kadar öğrenmiş olmam gerekirdi. Yıkmak o karanlığı iyileştirmez ya da yok etmez.”
“Şu anda küçük bir yıkım yaratmak üzereyiz.”
“Bu farklı. Yeni bir şey yaratmanın yolunu açıyor.”
“Bu şekilde bakmak hoşuma gitti.”
“Benim de.” Dudağımın kenarına bir öpücük kondurmak için eğildi ama elinden kurtuldum. “Hayes,” diye tısladım. “Ailen.” Sırıttı. “Sanırım seni her yerde, mümkün olduğunca sık öpmeyi alışkanlık haline getirmeye çalışacağım.”
Yanaklarım kızardı.
“Şu anda bu konu hakkında konuşamam.”
“Ama bir gün konuşacağız. Ayrıca bu, benden kaçmayı bırakman gerektiği anlamına geliyor.”
1994’te yaşım kırk yediyken emekli oldum, karım Kim de daha otuz yedisinde. Emeklilik çalışmamak anlamına gelmiyor. Karıma ve bana göre bunun anlamı, beklenmedik altüst edici kuralları bertaraf etmek. Kısaca ister çalışırız, ister çalışmayız, ama servetimiz kendiliğinden katlanıyor, hem de enflasyondan etkilenmeksizin. Özgürlüğün anlamı bu sanırım. Mal varlıklarımız kendi başlarına üreyecek kadar çok. Bir ağaç dikmekten farkı yok. Yıllarca sularsınız, derken gün gelir artık bir şey' yapmanıza gerek kalmaz. Kökleri yeterince derinlerdedir. Ve ağaç size keyif verecek gölgeyi sağlar.
3. Sınıf bir mafya kitabı. Aptal bir kız, acımasız olduğu söylenen ancak yeni karısına daha ilk geceden kıyamayan mafya bozması bir erkek. Üstelik yaşları çok genç. Sanırım cinsellikten başka bir şey barındırmayan bu tarz kitaplar çok tuttuğu için yazılmış, ama içi boş herhangi bir duygu ve hissettirmeyen (ya da en azından bana geçmeyen) bir serinin ilk kitabıydı. Anlatacak çok fazlanbir şey yok. Sonu hariç kitaptaki tek aksiyon klasik kulüpte esas oğlandan gizli eğlenen kızlara askıntı olan adamın sonuydu. En ufak bir heyecan hissettiysem ne olayım. Okudum bitti ama pek hoşuma gitmedi ne yazık ki.
Şintoizm' de evrensellik ve misyonerlik iddiasının olmadığını gözler önüne seren bir eser. Japon kültürünün barındırdığı mitolojik faktörler insanı etkiliyor. Okurken kendinizi mitolojik bir evrende gibi hissedebilirsiniz. Kültürde varlık gösteren değişik ritüelleri de öğrenmiş oluyorsunuz. Japonya'yı ve Japon kültürünü merak ediyorsanız, okuyabileceğiniz bir eser. Okurken ikilemde kaldım. Sanırım tez çalışmasını kitaba dönüştürmek istemişler ama pek başarılı olamamışlar. Anlatımda net bir bütünlük yok. Onun dışında didaktik bir dile sahip. Bitirdiğinizde birçok yeni kelime öğrenmiş olacaksınız.
Azra hacet yok , halim sana ayandir .
Dile gerek yok , sessizliğim sana beyandir .
Söze lüzum yok , susuşum sana kelamdir.
Kelama ihtiyaç yok ,aşk sana figandir ...