Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şarkınız bu olmalıydı.Suat-Necip..Seven ne yapmaz....Son...
"Suat mı, yok mu? Niçin?" Bu Necip'in sesiydi, Süreyya'yla karşılaştılar, boğuk bir sesle birbirlerine haykırdılar. İhtiyar kadın feryat ederek "Fakat Allah aşkına koşunuz, bakınız kızcağıza!" diye yalvarıyordu, birisi, "Sakın içeride kalmasın?" dedi. O zaman Necip'le Süreyya'nın kapıya doğru koştuğu görüldü. Aşağıdaki merdiven henüz ateş almamıştı, sadece yıkıcı bir duman boğuyor, çatırtıdan sıcaktan bunalıyorlardı. Haykırarak merdivenin üst başında bulundular, selamlık tarafına giden koridor ateş içindeydi. Harem¹ sofası kesif bir dumanla kaynıyor, Süreyya'nın odası köşede duman içinde kayboluyordu; o zaman Süreyya orada, içeri girmeye cesaret edemeyerek, "Suat, Suat!" diye haykırdı. Necip kapının önüne kadar koşmuştu, dehşetli bir sıcaklıkla boğuluyorlardı. Tekrar Necip, "Suat!" diye inledi, ikisine de bir inilti işitiyoruz gibi geldi, fakat ses şiddetli bir çatırtıyla boğuldu. Bir fırından fışkıran alev gibi yakarak, eriterek hücum eden duman içinde evvela bir saniye ikisi de tereddüt ettiler, fakat sonra Süreyya Necip'in vahşetle haykırarak içeri atıldığını gördü, "Necip" diye koşmak istedi; fakat dehşetli bir çatırtıyla tavanın yıkılıp oda kapısının ateş içinde kaybolduğunu görerek deli gibi döndü. Boğaziçi, Mart-Şubat 1316 [1900/1901]
Bizim bir hakkımız zayi olmamıştır. Bilakis, hak etmediğimiz birçok nimete ve hakka sahip olmuşuz. Biz mahlukuz; yani yaratılmışız. Bizi bir Yaratan var. İnsanı Yaratan, insana zulmetmez. Bilakis, insanı en çok seven ve kollayan O'dur. Ortada adaletsiz gibi görünen bir şeyin hikmetli bir yönü vardır. Bu imtihan dünyasında her insan bir şeyle imtihan olunur. Her insanın imtihan derecesi de sahip olduğu imkânlara göredir. Gözü olmayan, gözle imtihana tabi tutulmaz. Üstelik olmayan gözüne karşılık ayrı bir mükâfat alır. Ya gözü olan? Gözü olan, her saniye gözü nasıl kullandığının hesabını vermek zorundadır. Her şey bunun gibidir...
Sayfa 127 - NesilKitabı okudu
Reklam
Tolstoy'u seven kişi, bu yaşlı adam kendi mantıksızlığını açıkça sergilediğinde başını çevirir. Ciddiye alınacak hiçbir insan, Tolstoy'un bu teolojik patlamalarına bakıp gerçekten iki bin yıl boyunca yaşamın manevi değerleri uğruna yapılan savaştan, bir gaz vanasını çevirir gibi vazgeçmeyi ve en kutsal değerlerimizi fırlatıp atmayı bir saniye bile aklından geçirmemiştir. Çünkü özellikle Nietzsche gibi bir filozofun doğduğu Avrupamız, sadece düşünce sevincinin bu ağır dünyayı yaşanabilir bir yer haline getirdiği Avrupa, Tanrı tanıktır ki birdenbire ahlaki bir komando ile köylüleşmeye, basitleşmeye, mongollaşmaya, uslu uslu kibitkanın içine girip yerde sürünmeye, fevkalade parlak olan geçmişin ruhunu "günahkâr" bir hata olarak inkâr etmeye hiç niyetli değildir.
Sayfa 351 - İş Bankası Modern Klasikler DizisiKitabı okudu
Meditasyonu seven biri olarak bu alıntıyı eklemek istedim, uzunca;)
Meditasyonun sayısız çeşidi vardır. Sizin kolaylıkla nefesinizi, düşüncelerinizi, vücudunuzu hazırladığınız ve bunların farkında olduğunuz farkındalık meditasyonu klinik çalışmalarda en çok kullanılan şeklidir. Sizin genelde sessizce oturup Hint ya da Tantra geleneklerinden gelen mantralara, kutsal seslere konsantre olduğunuz doğaüstü meditasyondur. Adım adım ilerleme tecrübesine odaklandığınız yürüyüş meditasyonu vardır. Nefes meditasyonu süresince yirmi saniye nefes almaya, yirmi saniye boyunca nefes tutmaya ve yirmi saniye boyunca nefesi vermeye odaklanırsınız. Serbest bir biçimde yazı yazarak ya da başa çıkmaya çalıştığınız bir şey hakkında soru sorarak, yazı yazma meditasyonu da uygulayabilirsiniz. Rehber eşliğinde yapılan meditasyonlar genellikle sizi içsel yolculuğa çıkartır ve böylece içsel barışma ya da özgüven gibi mental yolculuğunuzun varış noktasına odaklanırsınız. Hatta komik durumları hayal ederek yaratılan gülme meditasyonları dahi vardır.
Sayfa 256
Kaderin döndüğü o saniye...
(...) onu seven Tanrı Dostoyevski'yi sınavdan geçirir. Yine bir zamanlar olduğu gibi gece yarısı kapının zili acı acı çalar, Dostoyevski şaşkınlık içinde kapıyı açar, ama bu sefer hayatın sesi, coşkuyla kutlayan bir arkadaş, şöhretin habercisi değildir karşısındaki, bilakis ölümün çağrısıdır. Subaylar ve Kazaklar odasına dalarlar, onu tutuklarlar, kâğıtları mühürlenir. Aziz Pavel Kalesi'ndeki bir hücrede dört ay kalır, suçunun ne olduğunu bilmeden: Birkaç heyecanlı arkadaşın toplantısına katılmaktır bütün suçu; sonradan bu toplantılar abartılarak Petraşevski suikastı olarak nitelendirilmişti, tutuklanması kuşkusuz bir yanlış anlamaydı. Yine de birdenbire en ağır cezaya çarptırılır, kurşuna dizilerek ölüme mahkum edilir. Kaderi yine bir saniyeye sıkışır, bu seferki hayatının en sıkıntılısı, en zengini olacaktır, yaşam ve ölümün yakıcı bir öpücük için birbirlerine dudaklarını uzattığı sonsuz bir saniyedir bu. Tanyeri ağarırken dokuz arkadaşıyla birlikte hapishaneden alınır, üzerine bir idam gömleği giydirilir, elleri ve ayakları direğe bağlanır ve gözleri kapatılır. Ölüm fermanının okunduğunu ve trampetlerin çalınmaya başlandığını duyar —bütün kaderi bir küçük beklentiye sıkıştırılmıştır- zamanın bir molekülü içine sonsuz bir umutsuzluk ve sonsuz bir yaşama hırsı sığdırılmıştır. O anda subay elini kaldırır, beyaz mendili sallar ve ölüm cezasını Sibirya'da hapis cezasına çeviren affı okur.
Sayfa 99 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bizler, bir Kudret Sahibi tarafından dünyaya gönderiliyoruz. Bize binlerce nimet ve ikram sunuluyor. Hayat buluyoruz. Bu hayat makamına ve insanlık derecesine gelmek için minarenin basamakları gibi birçok hayat basamağından geçiyoruz. En büyük, en yüce makam olan insanlık makamıyla buluşuyoruz. Düşünelim; taş, toprak, ağaç ve yosun olabilirdik.
O yaptığı, daha doğrusu yapmaya çalıştığı șeyin altında yatan amacın kutsallığına inanmıștı ve kendini bu șekilde motive ediyordu. "Seven adam, her şeyi göze almalı," demeyi de ihmal etmiyordu.
_Her seçiş bir vazgeçiştir. _Sonunda kendim olabilmek için, değişiyorum. _Ezilenler arasında din adamı yoktur. Din adamları, ezen sınıfların asalaklarıdır. _Oy verdiğiniz hükümet soykırım işlerken siz kurban değilseniz, o zaman kesinlikle işkencecisiniz. _Hepsi birden aynı şeyi düşünmeye neden bu kadar önem veriyorlar. _Düşünmek için zaman
Reklam
_Aşk bir Sanat'tır. Aşkın yaşı yok, tadı vardır. Bu da yaşamın tadını aşkla çıkarmayı bilenlerin işidir. _Bir tek kadına bağlanın demek istemem. Tanrı korusun, olmaz bir kadınla mutluluk. Aldatın, yalnız iyi becerin gönül çalmayı. Karda gez izin görünmesin. _Ey erkekler! Dikkatle dinleyin beni ve destek verin. İlkin şuna inanın bütün
Bizleri ve kâinatı büyük bir hikmetle yaratan Cenab-ı Hak, yarattığı hiçbir şeyde eksik, noksan ve adaletsiz bir taraf bi- rakmamıştır. Eşitsiz ve adaletsiz gibi görülen durumların, bil- mediğimiz hikmetleri ve sebepleri vardır veya bazı şeyleri de bizler kendi elimizle bozup adaletsiz hâle getirmişizdir. Şimdi bu sınıfımıza zengin bir adam gelse
92 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.