Amerika’ya daha ilk ayak bastığımda başlamıştı gariplikler silsilesi. Bilen bilir, yurt dışında okumaya gittiğiniz zaman üniversite size bir “host family” ayarlar, yani sizi misafir edecek Amerikan aile .. Siz de hem seyahatin yorgunluğunu atlatır hem de bu sırada kendinize kalıcı bir yer bulursunuz. Benim kalacağım aile de şimdiye kadar
Nedense çok kötü şeyler olduğunu düşünüyordum. Bu kadar gizem ve kasvetli bir hava olması normal değildi. Çalışanlar hiçbir şey bilmeseler de sanki bir şeylerden korkuyor gibiydiler. Hepsinin rengi atıyordu ben gidince. Arada uğrayıp bir şey bulup bulamadıklarını soruyordum. Cevap alamayacağımı anlayınca gitmeyi de bıraktım. Sanki bir efsane biliyorlarmış da bana anlatılmıyormuş gibi hissediyordum her seferinde. Bunları düşündüğümde yine sonuçsuzluk beni yormuştu artık. Nereye bakacağımı, kime soracağımı bilmeden bir boşlukta sürüklenmek gibiydi. Çevremdekilerin söylediği yoluna bak, geleceğin için uğraş demeleri de ayrıca moral bozucu etkenlerdendi. Bir insan nereden geldiğini, ailesini, geçmişini bilmek istemez miydi? Ağaç kovuğundan çıkmadığıma göre bütün bu bilgiler mevcut ama sadece ben ulaşamıyordum. Gerçekten boşlukta, hiçlikte kalıyordu insan. Hayat herkese zor ama bana daha çok manasız geliyordu. Bir hiçken neyin değeri olabilirdi ki. Ben sadece ben varım zamanın birinde dünyaya inmiş ve kaybolmuştu sanki. #Kitaptan #Alıntı:
Reklam
Kılavuzun Pusulası - Alıntılar…
Sanki ela gözlerinden vaktinden önce açmış ıhlamur çiçeklerinin kokusu geliyordu.❞ ❝Biliyor musun ıhlamur ağaçları ne zaman çiçek açar? İki sevdalı kavuştuğu zaman açarmış aslında. Tıpkı zorlu fırtınaların ardından gelen bahar gibi.❞ ❝Belki de benim hiç tanımadığım sana ihtiyacım vardı.❞ ❝Sonuçta her ruh kendi kitabını kendi seçer hatta bazen kitap gelir o ruhu seçer.❞ ❝Unutma, sırlar yalnızca ehline verilir.❞ ❝Evim oldun sen benim. Ben banklarda, parklarda iki büklüm bir kat sabahlarken evim oldun. Kör kuyularda sürüklenirken, dipsiz uçurumlara giderken, sarp dağlarda yürürken evim oldun.❞ ❝Hiçbir dünya dilinde ifade edemiyorduk kendimizi.... Yaşanmış ve geçmişte kalmıştı her şey. ❞ ❝Hocam gerçekten inanıyor musunuz? Kitapla insan tedavi edilebilir mi?❞ ❝Doğru insan, doğru zaman ve doğru kitapUnutma şifre bu!
Siz ve ben, benim için biriz!
Benim için yaşamın ta kendisi olduğunuzu bilmiyorsunuz sanki, ama ben rahatlık nedir bilmem ve size de veremem. Bütün benliğimi, sevgimi...evet. Sizi ve kendimi ayrı olarak düşünemiyorum. Siz ve ben, benim için biriz. Ve bundan böyle ne kendim, ne de sizin için rahat olma olasılığı görmüyorum. Umutsuzluk, mutsuzluk olasılığı görüyorum... ya da mutluluk olasılığı görüyorum, hem de ne mutluluk!.. Mutluluk olanaksız mı yoksa?
Parkta yürüdü, bir an durup boş testili kadın heykeline baktı. Beni burada bıraktılar, diyordu sanki kadın, ve şimdi bu pis suları seyretmekten başka bir işe yaramıyorum. Bir zamanlar, beni yaptıkları taş hala beyazken, bu testiden sabah akşam bir çeşme akarken, ben sadece testiyi eğmek için buradaydım, şimdi ondan tek bir damla bile akmıyor ve kimse gelip bana neden akmadığını söylemiyor. Komiser mırıldandı, hayat gibi kızım, neden başladığını da neden bittiğini de bilmeyiz.
Sayfa 301
Yıllar Geçmişti Aradan
yıllar geçmişti aradan ben hüzünlü bir şehirdeydim yağmur yağıyordu ben ıslanmıyordum yağmur, ilaç değildi artık ruhuma dokunuşları acıtıyordu canımı bir rüzgar esmeliydi artık yağmurla karışan kökten sökülmeliydi ağaçlar yıllar pişmandı şimdi görünce fırtınalı günleri hazindi eski hatıralar zaman özür diliyordu ben inanmıyordum en nihayet yıllar sonra bulmuştum keyfi kendi elleriyle gelmişti sanki beklediğine değdi diyordu artık ben istemiyordum hadi yıllar günah çıkartın dizlerimin dibinde belki gururum başını diker de yeniden ya gidenler gelir mi maziden
Reklam
“seni seviyorum” sözünü — o çok önemli sözü— çok sık kullanıyordun : bu beni rahatsız ediyordu ; sanki fazla sık söylenirse , sıradanlaşacak , içi boşalacak , anlamı yitecekmiş gibi geliyordu bana — bir yalana dönüşecekmiş gibi… bu duygumu anlattım sana ; sen de, “peki söylemeyelim — başka birşey söyleyelim ki öteki anlasın”, dedin. ben, “şimdi bir martı uçtu” dedim — biliyorsun; daha önce de , “bırak güvercini uçsun” demiştim. anladın. anlıyordun."
ERGENLER ÇOCUK MUAMELESİ GÖRMEMELİ Çocuklarınızın buluğ çağına eriştiklerini hissettiğiniz anda, o zamana kadar kendisine karşı kullanmış olduğunuz konuşma tarzını bir daha ele almamak şartıyla bir kenara bırakınız. Onu küçük bir öğrenci olarak değil bir arkadaş, yetişkin bir insan olarak görün ve ona gore muamele edin. ... Eğitimci! Doğru gör
Sayfa 203Kitabı okudu
Zaman Kırıntıları
Rüya ile Hayal arasında Hayal ile Hakikat arasında Yalnız sen varsın! Gece ile Gündüz arasında Güneşle
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.