Sen gelmesen de ben beklerim. Ne olacak sanki cebimden mi gidiyor, canımdan gidiyor.
ARAGORN İLE ARWENİN ÖYKÜSÜNÜ
"Arador Kral'ın dedesiydi. Oğlu Arathorn evlenmek için Aranarth soyundan gelen Dfrhael'in kızı olan Zarif Gilraen'e talip olmuştu. Bu evliliğe karşı çıkmıştı Dfrhael; çünkü Gilraen küçüktü ve Dtinedain âdetlerince evlilik yaşına ulaşmamıştı henüz. "'Dahası,' demişti, 'Arathorn olgun yaşta, sert bir adamdır
Reklam
Sonraki biriki gün Frodo evrakını ve yazılarını Sam ile birlikte gözden geçirdi ve anahtarları teslim etti. Düz kırmızı, deri kaplı koca bir kitap vardı; koca sayfalan artık neredeyse tamamen dolmuştu, îlk başlar, Bilbo'nun ince, dolaşık yazısıyla doluydu; fakat çoğu Frodo'nun sıkı, akıcı yazısıydı. Kitap bölümlere ayrılmıştı fakat
"Solucandil!" diye seslendi Frodo. "Onu izlemene gerek yok. Senin hiçbir kötülüğünü görmedim. Burada bir süre dinlenip kamını doyurursun; daha kuvvetlenip kendi yoluna gidinceye kadar." Solucandil durup arkasını dönerek ona baktı, kalmaya hazır gibiydi. Saruman döndü. "Hiç mi?" dedi çatlak bir sesle. "Yo tabii!
512 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Üç Kuruşluk Dünya
Üç Kuruşluk Dünya Alim ERGİNOĞLU Bir kitap düşünün kitabın nasıl yorumlayacağını bilmediğin, bir kitap düşünün kitabın en yakın tanıkçısı olarak dinlediğin. Bu kitabı incelemeye geçmeden önce bu kitabın Bendeki yerinden bir miktar bahsetmenin faydalı olduğunu düşünüyorum, Ve ilk defa böyle bir kitabı inceliyorum. Çalıştığım derginin yayınevinde
Bir Türk Bir İngiliz ve Üç Kuruşluk Dünya
Bir Türk Bir İngiliz ve Üç Kuruşluk DünyaÖzgür Alim Erginoğlu · MB Yayınları · 20072 okunma
"Kesmişler!" diye bağırdı Sam. "Davet Ağacı'nı kesmişler!" Altında Bilbo'nun veda konuşmasını yapmış olduğu ağacın durduğu yeri işaret etti. Tarlanın ortasında kesilmiş, ölü yatıyordu. Sanki bu bardağı taşıran son damlaymış gibi Sam gözyaşlanna boğuldu. Bir kahkaha onlan durdurdu. Değirmen avlusunun alçak duvanna uzanmış, aksi bir hobbit gördüler. Asık yüzlü ve kara elliydi. "Beğenmedin mi Sam?" diye dudak büktü. "Ama sen hep yumuşaktın. Ben de hep o atıp tuttuğun gemilerden biriyle yelken açıp gittin sandıydım. Ne halt etmeye geri döndün? Artık Shire'da yapacak çok işimiz var." "Öyle olduğunu görüyorum," dedi Sam. "Yıkanacak zamanbile yok ama duvarlann üzerine sere serpe yatacak zaman var. Ama buraya bak Efendi Kumlukişi, bu köyde hesaplaşmam gereken çok şey var; alay ederek bu işi fazla uzatma yoksa gücünün yetmeyeceği kadar büyük bir bedel ödemek zorunda kalırsın."
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.