Türkiye'de şu zamanlarda hayatı anlatıyor sanki...
Hayat, insanı yıpratan bir oyundu. Sabah uyanıp ayağa kalkabilmek bile bir türlü başarı sayılmalıydı bu hayat koşullarında.
Sanki hayatı anlatıyor :)
Yüreğine korku düştüyse, çabalama boşuna!.. Bırak, kartal kuşları, kel akbabalar gelip yüreğini gagalasın, gözlerini oysun!..
Reklam
Yol üstündeki benzinliğin önünden geçerken, genç adam motosikleti gördü. Hemen döndü, benzinliğe girdi. Kız, daha çok kahvehaneyi andıran kafede, köşede bir masada oturuyordu, ellerinin arasında tuttuğu çay bardağıyla ısınmaya çalışıyordu.(…) “Oturabilir miyim? Artık bir tanışıklığımız da var nasıl olsa…” Kız, şaşkınca gülümsedi bu kez
Oğuz Atay’ın kendisi de, pek çok kurumun yanı sıra “önsöz”leri tefe koyup yerlebir etmişti. Biraz sonra ayrıntısıyla okuyacağınız gibi,Tutunamayanlar’da şöyle diyor meselâ: “‘Hayatı ve eserleri’. Hiç bıkmıyorum bunları tekrar tekrar okumaktan. Yazarın her kitabını okurken ‘Hayatı ve Eserleri’ yeniden karşıma çıkıyor. Bir daha, bir daha okuyorum. Sanki önceden ‘Hayatı ve Eserleri’ni bilmiyormuş gibi yapıyorum: yeni baştan heyecanlanmak için. Yalnız, yazarlar arasında bir birlik bulunmaması beni yoruyor. Hiç olmazsa önsözleri yazanlar, yılda bir kere toplanmalı ve aralarında ortak esaslar tespit etmeli. Bugünkü durum esef verici. Bakıyorsun bir yazar, çok zor birleştiriyor kelimeleri. Bir türlü cümleleri kuramıyor. Öyle diyor önsöz amca. Geçer karatahtanın başına diyor, yazar, bozar, uğraşır. Bütün bunları da yarı karanlıkta yapar. İstediği cümleyi bulunca da koşar, bütün ışıkları yakar. Ben de tam bu üstadın huylarını benimsemek üzereyken, bir önsöz daha geçiyor elime. Bu önsöz de yazarın coşkun bir ırmak gibi yazdığını anlatıyor. Kendisini tutamıyor bu adam: bıraksan günde yüz sayfa yazacak. (...) Kime hizmet edeceğimi şaşırıyorum. Onlara uşaklık etmekte zorluk çekiyorum. Biri İnsanlardan kaçıyor, öteki bir dakika yalnız kalamıyor. Sonunda hükümet el koyacak bu işe. Hepsine haddini bildirecek. Bizi zehirlemeye ne hakları var.”
Sayfa 8
“—Reenkarnasyon gerçek ise sanırım önceki hayatımda Selim Işık idim veya Oğuz Atay insan bu kadar kendini bulamaz he bir sayfasında biliyorum çok sayfa çok fazla çizilmiş yer ama her bir kelime o kadar güzel ki” Bendeki başkalaşma, gelişme biçi- minde olmuyor. Olduğum gibi kaldım ben. Aptallar gibi büyümedim. Biraz ağırlığım arttı
“Can sıkıntılarını da sizinle yaşar mıydı?” diye sordu Aysel’e bakarak. “Bazı günler çabuk tükenirdi, ne yapacağını bilemezdi. Böyle zamanlarda hemen yatağa uzanır ve hiç kıpırdamadan uzun süre yatardı. Cansıkıntısını sessizce yaşardı benimle. Bir yandan da dinlenirdi. ‘Cansıkıntısıyla dinleniyorum ancak,’ derdi. ‘Sıkılırken dinlendiğimi
72 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.