O niye öldü, bilmiyorum. Ölmesi gereken o kadar çok insan varken, Soner niye öldü hiç anlamayacağım. Zaten hep böyle olmuyor mu? O insanın ölebileceğini hiç aklımıza getirmemişiz­dir, öyle afallarız, öyle ihtiyaç duyarız, öyle özleriz ki niye diye bas bas bağırırız, sanki her şeyin bir niyesi varmış gibi!
O niye öldü bilmiyorum. Ölmesi gereken o kadar insan varken, Soner niye öldü hiç anlamayacağım. Zaten hep böyle olmuyor mu? O insanın ölebileceğini hiç aklımıza getirmemişizdir, öyle afallarız, öyle ihtiyaç duyarız, öyle özleriz ki niye diye bas bas bağırırız, sanki her şeyin bir niyesi varmış gibi! Bu tür abukluklarımıza "şartlanılmış melankoli" diyebiliriz. Ama adını ne koyarsak koyalım, bir yerlerimizi acıtmasına da engel olamayız.
Reklam
O niye öldü bilmiyorum. Ölmesi gereken o kadar çok insan varken, Soner niye öldü hiç anlamayacağım. Zaten hep böyle olmuyor mu? O insanın ölebileceğini hiç aklımıza getirmemişizdir, öyle afallarız, öyle ihtiyaç duyarız, öyle özleriz ki niye diye bas bas bağırırız, sanki her şeyin bir niyesi varmış gibi! Bu tür abukluklarımıza “şartlanılmış melankoli” diyebiliriz. Ama adını ne koyarsak koyalım, bir yerlerimizi acıtmasına da engel olamayız.
Sayfa 38 - Mb YayıneviKitabı okudu
Zaten hep böyle olmuyor mu ? O insanın ölebileceğini hiç aklımıza getirmemişizdir, öyle ihtiyaç duyarız, öyle özleriz ki niye diye bas bas bağırırız, sanki her şeyin bir niyesi varmış gibi !
sanki her şeyin bir niyesi varmış gibi!
O insanın ölebileceğini hiç aklımıza getirmemişizdir, öyle afallarız, öyle ihtiyaç duyarız, öyle özleriz ki niye diye bas bas bağırırız, sanki her şeyin bir niyesi varmış gibi! Bu tür abukluklarımıza şartlanılmış melankoli diyebiliriz. Ama adını ne koyarsak koyalım, bir yerlerimizi acıtmasına da engel olamayız.
'Şartlanmış melankoli'
O niye öldü bilmiyorum. Ölmesi gereken o kadar çok insan varken, Soner niye öldü hiç anlamayacağım. Zaten hep böyle olmuyor mu? O insanın ölebileceğini hiç aklımıza getirmemişizdir, öyle afallarız, öyle ihtiyaç duyarız, öyle özleriz ki ''niye!'' diye bas bas bağırırız. Sanki her şeyin bir niyesi varmış gibi! Bu tür abukluklarımıza ''şartlanmış melankoli'' diyebiliriz. Ama adını ne koyarsak koyalım, bir yerlerimizi acıtmasına engel olamayız.
Sayfa 38
Reklam
Ne diyebilirim... Sanki her şeyin bir karşılığı olmalı gibi!
O niye öldü bilmiyorum. Ölmesi gereken o kadar çok insan varken, Soner niye öldü hiç anlamayacağım. Zaten hep böyle olmuyor mu? O insanın ölebileceğini hiç aklımıza getirmemişizdir, öyle afallarız, öyle ihtiyaç duyarız, öyle özleriz ki niye diye bas bas bağırırız, sanki her şeyin bir niyesi varmış gibi!
Sayfa 31 - Era 3. baskıKitabı okuyor
O niye öldü bilmiyorum. Ölmesi gereken o kadar çok insan varken, Soner niye öldü hiç anlamayayacağım. Zaten hep böyle olmuyor mu? O insanın ölebileceğini hiç aklımıza getirmemişizdir, öyle afallarız, öyle ihtiyaç duyarız, öyle özleriz ki niye diye bas bas bağırırız, sanki her şeyin bir niyesi varmış gibi!
Peki ya içimize öldürdüklerimiz... Onları neden özleriz?
O niye öldü bilmiyorum. Ölmesi gereken o kadar çok insan varken, Soner niye öldü hiç anlamayacağım. Zaten hep böyle olmuyor mu? O insanın ölebileceğini hiç aklımıza getirmemişizdir, öyle afallarız, öyle ihtiyaç duyarız, öyle özleriz ki niye diye bas bas bağırırız, sanki her şeyin bir niyesi varmış gibi! Bu tür abukluklarımıza “şartlanılmış melankoli” diyebiliriz. Ama adını ne koyarsak koyalım, bir yerlerimizi acıtmasına da engel olamayız.
O niye öldü bilmiyorum. Ölmesi gereken o kadar çok insan varken, Soner niye öldü hiç anlamayacağım. Zaten hep böyle olmuyor mu? O insanın ölebileceğini hiç aklımıza getirmemişizdir, öyle afallarız, öyle ihtiyaç duyarız, öyle özleriz ki niye diye bas bas bağırırız, sanki her şeyin bir niyesi varmış gibi! Bu tür abukluklarımıza “şartlanılmış melankoli” diyebiliriz. Ama adını ne koyarsak koyalım, bir yerlerimizi acıtmasına da engel olamayız.
Sayfa 38 - MB Yayınevi İstanbulKitabı okudu
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.