Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Aldığım zevke direnmeye çalıştım ama ağzımdan kaçan iniltiye engel olamadım. "İşte böyle meleğim" diyerek teşvik etti beni. "Senin için nasıl sertleştiğimi hissediyor musun? Bana neler yaptığım hissediyor musun?" "Beni seksle cezalandırma" diye söylendim, topuklarımı yatağa bastırarak. Bir anlık bir
Sayfa 105
Bir gün marangozlar, zengin tüccar Sumurov’un dört katlı evinin inşaatında, bitmiş olan üç katın çevresini ağ gibi saran bir iskele kurmaya çalışıyorlardı. İskeleyi dördüncü katın duvarlarını örebilecek hale getirmek gerekiyordu. Şişman, kocaman kırmızı suratlı, özene bezene taranmış kızı- lımsı sarı sakallı bir adam olan müteahhit Zahar
Sayfa 314
Reklam
Yağmur altında
Ne zaman yağmur yağsa ben hep böyle oluyorum. Bir küskünlük, bir bezginlik sarıyor içimi. Yağmur damlalarının toprakta kayboluşu bana insanoğlunun çaresizliğini hatırlatıyor durmadan. Hepimiz bir yağmur tanesinden başka neyiz ki? Önce bir buğu halinde topraktan yükseliyor, sonra bir küçük damla olarak yine toprağa dönüyoruz. Yağmur altında
Sayfa 229
ÜNAL YALTIRIK Diyarbakır'da İlkokul 8 yaşında herhalde Diyarbakır'a geliyorsunuz, 1940-41 arası... Kabaca 8-12 yaş arasında Diyarbakır'dasınız diyebilir miyiz? Evet. İlkokula orada başladığım için o hesaba geliyor. 8 yaşında ilkokula Diyarbakır'da başladım. Diyarbakır'daki evinizi hatırlıyor musunuz? Nasıl bir evdi?
Ah Selilm’im. Bana anlatsan dinlerdim!
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
İletişim YayınlarıKitabı okudu
20 Ekim 1973, Moskova
Kötü bir düşünce: Kimsenin sana ihtiyacı yok, kendi kültürüne tamamıyla yabancısın, onun için hiçbir şey yapmadın, sen hiçbir şeysin. Ama Avrupa'da ya da herhangi başka bir yerde SSCB'de en iyi yönetmen kim diye sorulduğunda cevap, TARKOVSKİ. Fakat burada, tek kelime bile edilmiyor. Ben sanki yokum, yaşamıyorum, boşlukta yer kaplamayan bir şeyim. Bilinen tek şey bunun bir zayıflık ânı olduğu. Hiç kimsenin sana ihtiyaç duymaması çok zor bir duygu. Ben de daha aşağı birinin gücüyle ayakta durmaktan nefret etmeliyim. İsteğim, bir insanın hayatını olduğu gibi doldurmak ya da değişik hayatları. Kendimi çok kısıtlanmış hissediyorum. Ruhum içime sıkıştırılmış durumda, başka bir hayat alanına ihtiyacım var.
Sayfa 89 - Agora Kitaplığı, 1. Baskı, 2011 (Çvr. Seda Kervanoğlu)Kitabı okudu
Reklam
"Seninleyim çünkü sen beni tamamlıyorsun. Sen benim olamadığım her şeysin, sabırlısın, iyi kalplisin, çalışkansın ve çok güzelsin. Bazen sana baktığımda, onu hak etmek için ne yaptım diye düşünüyorum kendi kendime." "Sana çoğunlukla hak ettiğin gibi davranmıyorum belki de. Aslında kendimi kısıtladığım her davranışımda, sana ne denli bağlandığımı kabullenemediğimden yapıyorum. Hayatımda, kalbimde öyle bir yerin var ki, sanki o yeri sana hissettirirsem korkup kaçarsın diye düşünüyorum. Çünkü senin gibi birini hak etmediğimi biliyorum. Bu yüzden bir gün beni bırakırsın diye korkarak sakladım kendimi. Ama korkmuyorum artık. Seni ne kadar sevdiğimi bil istiyorum. Ve sana söz veriyorum ki, hayatta olduğum her an, bunu sana hissettirmek için elimden geleni yapacağım."
Sayfa 107 - OkanKitabı okudu
yine söyledi: seni, yıllar boyu hiç olmadığı kadar çok düşündüm bu akşam. iyi, kötü, doğru, yanlış; fakat beynimdeki kaos ortasında kendi yerinde duran tek şeysin. bu kaosu yalnız senin sesinle, var olduğunu bilmekle aşabileceğimi hissediyorum. sanki, herkesler duysun diye, ta içinden kopan bir sesle haykırdı sonra: başkalarına bir çılgınlık, bir takıntı olarak gelebilir aysel, ama ben biliyorum: sen benim tek sağlam, en sağlıklı yanımsın!
Sayfa 228Kitabı okudu
"Önemli olan bura­da inkar etmek değil, yukarda sorguda inkar et de o zaman alnını öpeyim. Burada zart-zurt yaparsın, yukarda bülbül kesilirsin." Pala kendisini aşağılanmış hissediyordu ve çekik gözün de havasını söndürmek istiyordu: "Sen sanki çok matah bir şeysin!" dedi. "Senin de yalvarışını duymadık sanki. Sen de bir kişiyi dolandırmışsın, otuz işi kabul ettin."
Kimsenin sana ihtiyacı yok, kendi kültürüne tamamıyla yabancısın, onun için hiçbir şey yapmadın, sen hiçbir şeysin. Ama Avrupa'da ya da herhangi başka bir yerde SSCB'de en iyi yönetmen kim diye sorulduğunda yanıt, TARKOVSKY. Fakat burada, tek kelime bile edilmiyor. Ben sanki yokum, yaşamıyorum boşlukta yer kaplamayan bir şeyim. Bilinen tek şey bunun bir zayıflık anı olduğu. Hiç kimsenin sana ihtiyaç duymaması çok zor bir duygu.
Sayfa 75 - +1 KitapKitabı okudu
Reklam
Sanki sen çok şeysin :)
Hegelcilerin hepsi kendini beğenmiş ukalalar değildirler; ancak öyle sanıyorum ki bütün kendini beğenmiş ukalalar geliştikçe sonunda Hegelci oluyorlar.
Bir hayatın anlamı olmak; birisinin bizim için “Sen hayatımdaki en anlamlı şeysin. Sen beni hayata bağlayansın. Sen olmasan yaşamamın anlamı kalmayacak. Sen benim her şeyimsin” demesi narsizmimizi okşuyordu. Benliğimiz bundan çok hoşnut kalıyor, sanki tapınılmak hoşumuza gidiyordu. Bir ikonun önünde diz çökelmesi gibi, önümüzde diz çökelmesi