Ali: Sen benim...
Beliz: Baban, Ali.
Ali: Sen benim, bu hayattaki en korktuğum şeysin. Küçükken, bir kere bana baktığını gördüm, uzaktan. Sanki, sanki mutlu gibiydin... Bir kerecik, güzel bakıyorsun gibi geldi. Yanına gelmek istedim ama kıpırdayamadım. Çünkü hatırladım; "Sen bir hiçsin, Ali. Keşke sen doğmasaydın, Ali" öyle derdin ya hep. Yine öyle dersin diye korktum... Ama unutmadım. O bakışı unutmadım. Hep aklımda tuttum, yıllarca. Ama yetmedi baba. Çok uğraştım, yetmedi. Yemin ederim, yemin ederim hep hatırladım. Ama o kadar kötü şey var ki; bir sürü tokat, ceza, hakaret... O bakışın yetmedi. Yetmedi unutturmaya. O da gidince elimden; korku kaldı, çaresizlik kaldı. O geceler, evde sarhoş ayak seslerin gelirdi. Korkudan tir tir titrerdim yanıma gelme diye, bağırma diye, vurma diye. Sen kötü bir insansın baba. Ben, sana rağmen iyi bir insan olmaya çalışıyorum. İnsanlara yardım etmeye çalışıyorum. Madem geldin, yüzleşmek gerek madem, o zaman söyleyeyim: Benim sana söyleyecek sözüm yok. Benim sana bakacak gözüm yok. Benim senden tek bir dileğim olur, sana benzemeyeyim. Bir gün, tek bir an bile sana benzemeyeyim...