Kollarını boynuma dolayıp sarıldığında ve çenesi omzuma yaslandığında sonsuza kadar ağlayacakmışım gibi geliyordu. Eliyle sırtıma hafif hafif vuruyordu. Teselli vermekte o da ben de pek iyi değilizdir aslında.
“Özür dilerim,” dedi. “Her şey için.”
“Hasta mısın?” dedim ağlamaya devam ederken.
“Hayır.” dedi. “Gerçekten, iyiyim.”
“Neden kendini zehirliyorsun? Anlamıyorum!”
“Kendimi zehirlemiyorum.”
“Sen tanıdığım en büyük yalancısın,”dedim hıçkırarak.
“Bir gün aynı zamanda dünyanın en bencil ve en korkak adamı olduğumu da anlayacaksın,” dedi. “Ve o gün geldiğinde şans eseri hâlâ yanında olursam, sana her şeyi anlatacağım.”