378 syf.
·
Not rated
·
Read in 24 days
Selam, bugün uzun süredir okuduğum bir kitabın yorumuyla karşınızdayım. Hiç uzatmadan konuya giriyorum. Evvett yazarımızın kendi yaşam öyküsünü anlatan tteokbokki tadında bir kitap. Neden böyle dedim hemen açıklıyorum. Şimdi yazarımızın şanssızlık üzerine şanssızlık yaşadığı birde üstüne sevgilisinin ayrılma kararı sonrasında yaşadığı sorunlarla hikayemiz başlıyor. Burada çok olmasa da Kore kültürü hakkında biraz bilgi de edindim bu kitap sayesinde. Hikayemizin sondan otuzuncu sayfada bir yerde öyle bir talihsizlik oluyor ki yok artık dedirten cinsten. Neyse detaya çok girmeyeceğim yazarın ironik diline ilk başta alışamasam da ilerleyen süreçlerdeki kural kutucukları ve ardından gelen açıklayıcı öğütleriyle baya kitaba bodoslama girmişim ya. Sonunda çokoprens Kore'ye döndü, üzdü. İkinci kitap Kore'de geçecek tahminimce. Eğer öyleyse Kore hakkında daha fazla bilgi. Çokoprensle Duygu arasında çok daha fazla anı ile birlikte olacağız.
Kore’deki Çatı Katımdan Sesleniyorum
Kore’deki Çatı Katımdan SesleniyorumDidem Duygu Demir · Ephesus Yayınları · 2016849 okunma
Akrabalık benim için çok anlamlı ancak yine de insanlara özgü bir şanssızlık.
Reklam
Benim aradığım güç, yenmek ya da en azından yenilmemek için lazım olacak bir güç değil. Dışarıdan gelecek etkileri kesmeye yarayacak bir güç de değil. İstediğim, dışarıdan gelen gücü karşılayıp ona dayanmayı sağlayacak bir güç. Haksızlık, şanssızlık, üzüntüler, yanlış anlamalar, anlayışsızlıklar... Böyle şeylere sessizce direnmemi sağlayacak bir güç.
"Kadersizlik dediğimiz şey şanssızlık mıydı? Hayat dediğiniz birileri mutlu olurken diğerlerinin mutsuz olması üzerine kurulu.."
Ne şanssızlık Watson! Neyse, şimdi onları sağ cebine koyuver. Kalan paraları da pantolonun sol cebine. Teşekkür ederim. Böylece dengeni sağlayabilirsin. Bunlar tam bir deli saçmalamasıydı.
Sayfa 16 - TutkuKitabı okuyor
"Kız olmak, daha doğuştan bir şanssızlık mı?"
Reklam
Kontrolları dışındaki şartlar nedeniyle yıkılanlar onlara verebi leceğimiz her türlü yardım ve anlayışı hak ederler. Buna karşılık bir de şanssızlık ya da mutsuzluk içinde doğmayan, ama yıkıcı hareketleri ve diğerleri üzerindeki rahatsız edici etkileri nedeniyle talihsizliği ya da mutsuzluğu Üzerlerine çekenler vardır. Eğer onları ayağa kaldırabilsek, kalıplarını değiştirebilsek harika bir şey olurdu, fakat çoğunlukla içimize girip bizi değiştiren şey bu kal ıplardır. Nedeni basittir: İnsanlar ruhsal durumlara, duygulara, hatta birlikte zaman geçirdikleri diğerlerinin düşünce tarzına karşı bile aşırı derecede hassastırlar.
Lao Tzu’nun severek anlattığı hikâye
Kralın bile kıskandığı kadar beyaz, muhteşem bir atı olan çok fakir bir ihtiyar varmış. Kralın bu ihtiyara at karşılığı teklif etmediği zenginlik, şan, şöhret kalmamış lakin ihtiyar hiçbir zaman bu teklifleri kabul etmezmiş. “Bu at, bir at değil benim için... Bir dost... İnsan dostunu satar mı?” dermiş hep. Bir gün uyandığında atın yok olduğunu
Sayfa 82 - Destek YayıneviKitabı okudu
bu dünyada doğmuş olmak ister şans, istet şanssızlık olsun, yaşamını burada geçirmenin en iyi yolu, benim şu anda yaptığım gibi, ilerleyip giden neşeli ve gürültücü bir kalabalığa kendini bırakmaktır.
Sayfa 107Kitabı okudu
Şanssızlık..
İnsanın karşısındakinin iç dünyasını sezinleyememesi, aklından geçenleri okuyamaması şans mı yoksa şanssızlık mı?
Sayfa 119Kitabı okudu
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.