... kendisini kusan eve tüm yüreğiyle "hoşça kal" dedikten sonra kaçtı, umutsuz, pişmanlık içinde.
Sayfa 190Kitabı okudu
Sappho, Sapfo, Sapho
Antiçağda lezbiyenlik deyince ilk akla gelen Lesbos Adası ve Sapho idi. Sapho, lezbiyenliğe de ismini veren. Lesbos Adası'ndaki Eresos'ta MÖ 7. yüzyıl sonlarında doğmuş bir kadın şairdi. Bazı çağdaş şairler tarafından onuncu Moussa olarak isimlendirilecek kadar etkileyici bir karakterdi. Politik ve cinsel kimliğiyle de antikçağ toplumları arasında alışık olunmadık biçimde öne çıkan Sapho, kendisini toplumsal normları tehdit olarak gören Lesbos tiranı tarafından Sicilya'ya gönderilmişti. Sapho'nun yazdığı şiirlerin küçük bir kısmı günümüze kadar kalabilmiş ve Türkçeye de çevrilmiştir. Özellikle şiirlerinde kadın arkadaşlarına ve öğrencilerine tutkulu bir seslenişe yer veren Sapho'nun politik kimliği ve sürgüne gönderilmesi gibi detayları dikkate alırsak onun erkek egemenliğine karşı etkili bir duruş sergilediği söylenebilir. Bu direniş antikçağ toplumunda bir kadın için beklenen ve kabul edilen bir şey değildi. Kadın cinselliğin yok sayıldığı bir dönemde bir kadının hemcinsine karşı cinsel arzu duyması, bunu ifade etmesi ve mücadelesini vermesi devrimci bir harekettir. Zaten Sapho'nun bu kadar ünlü olması ve günümüze kadar adının yaşamasının başka bir nedeni de yoktur. "Dön yalvarıyorum sana Süt beyazı tuniğini giyerek Ah güzel endamını nasıl bir ateş sarıyor, Baştan çıkarıcılığının karşısında her kadın titrer."
Sayfa 89 - PinhanKitabı okuyor
Reklam
Eğer Sapho'nun mısraları aşkın bizzat ateşi iseler, bu İskoçya nağmeleri de bizzat hayatın gözyaşları ve kaderin cilvesiyle ölüm derecesinde yaralanmış kalbin kanıdır. Bu musikiyi kim vücuda getirmiş, onu bilmem; fakat kim olursa olsun, birkaç nağme içinde bir sesin ahenkli iniltisiyle bu sonsuz insan hüznünü bulabildiği için onu takdis ederim!
Geri181
813 öğeden 811 ile 813 arasındakiler gösteriliyor.