Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Şapka kanunu 1925 yılı Kasım ayında Meclis'te müzakere (!) olunurken, hürriyet ve insan hakları adına, sadece bir kişi, Milli Mücadele kahramanı Nureddin Paşa, Bursa mebusu olarak, bu kanuna itiraz etmiş ve verdiği bir takrir ile şunları söylemiş; Böyle bir kanunun, Anayasa'daki "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Her Türk hür doğar hür yaşar Şahsi masûniyet, vicdan, tefekkür kelâm, amel, temellük ve tasarruf... hak ve hürriyetleri Türklerin tabii haklarındandır. İşkence, esaret, müsadere memnudur. Hiç bir kimse, hiçbir fedakarlığa zorlanamaz... maddelerine aykırı olduğunu" ileri sürmüştü."
Sayfa 10 - Şule Yayınları | dipnotKitabı okuyor
Şapka Kanunu
Vapur Galata rıhtımına yanaşmakta ve .. Garip şey!.. Herkes şapkalı… O sene Türkiye’de şapka kanununun çıkarıldığını biliyordu ama böyle bir manzara göreceğini ummuyordu. Şapkalar başlarda, bir İngilizin hindû kavuğu giymesi gibi duruyor. İçten tepeye çıkma bir şey değil de, tepeden kafaya oturma… Develere de giydirseniz böyle olur. Bir Fransız muharriri “Türkler şapkayı ruhlarına değil, kafalarına geçirdiler!” diye yazmıştı. Ne doğru! Bu muydu Fransa’ya giderken denize attığı fesin karşılığı?..
Sayfa 39 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
1925'te ise kılık kıyafeti değiştirildi. Şapka Kanunu ile Müslümanlar dışarıdan ayırt edici özelliklerini kaybettiler.
Mustafa Kemal Atatürk
Atatürk Türkiye'yi "Çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak" amacıyla bir dizi devrim yaptı. Bu devrimleri beş başlık altında toplayabiliriz: 2. Toplumsal Devrimler: Kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesi (1926- 1934) Şapka ve kıyafet devrimi (25 Kasım 1925) Tekke zâviye ve türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925) Soyadı kanunu (21 Haziran 1934) Lâkap ve unvanların kaldırılması (26 Kasım 1934) Uluslararası saat, takvim ve uzunluk ölçülerin kabulü(1925-1931)
Sayfa 155Kitabı okudu
Ali Fuat Cebesoy, kendisiyle yapılan bir röportajda şunları söyler. [Ifade bozuklukları metnin aslındadır) "Atatürk'ün icraatı var ya, yenilikleri var ya, şapka giydirdi, kadın haklarını verdi, kanunu medeniyi kabul etti, bu icraatı var yani bu memlekette mühim bunlar, bunlar kolay kolay herkesin yapacağı iş değil. Suikastı mahsus bir terör havası yarattı, bunları yapabilmek için. Böyle hareketleri vardır... Suikast meselesi[nden] evvelden haberdardı... Ani bir sürpriz değil. Ama onu öyle bir sahneye koydu ki mecliste, memlekette, hem bir terör, hem de aman Atatürk'ü muhafaza edelim, ne söylerse yapalım, fikrini hazırladı ve arkasından, bir arkasından, öbürü arkasından, ille bunu yapacaksınız diye, şapkadan başlayarak kanunu medeni vesaire hepsini yaptı. Böyle hareketleri vardır. Şimdi bu hareketleri esas alacak olursak bu adam diktatör, diktatör. Ama esası diktatör değil çünkü başka türlü hareket zaaf vereceği için, yarım bırakacağı için, daha fenalık getireceği için burada bir mizansen sahneye koyardı. O mizansene ekseriye diktatörlük derlerdi. Yani ben öyle derim ki büyü sanatkar ve usta bir aktör
Şapka Kanunu'nun muhalefetten mahkûm olanların cezaları 13 Mayıs 1929 tarihli 1441 sayılı kanunla önce ertelenmiş daha sonra affedilmiştir...TC Resmi Gazate, 16 Mayıs 1929 , s.1441
Sayfa 150
Reklam
Şapka kanunu ...
Turgut Özakman'ın dediği gibi, "hiç kimse şapka giymedi diye idam edilmemiştir. Zaten 671 sayılı Şapka İksası Hakkında Kanun'da da, başka kanunlarda da böyle bir müeyyide bulunmuyor. Şapka giymek memurlar için zorunlu tutulmuş, halk şapka giymeye zorlanmamıştır. Şapka davası diye adlandıran davaların şapka giyip giymemekle hiçbir ilgisi yoktur. O davalarla ilgili suçun vasfı ' şapka olayını vesile ve istismar ederek halkı isyana kışkırtmak ve isyana katılmak'tır
Şapka kanunu,
İskilipli Atıf, yazdığı "Frenk Mukallitliği ve Şapka ' risalesi dolayısıyla Giresun İstiklal Mahkemesinde yargılanıp beraat etmiştir.
SİNAN İşte demokrasi geldi. Padişahlık gitti falan. En önemlisi hangisi bunun? POYRAZ En önemlisi miladi takvimin kabulü. SİNAN Neden? POYRAZ Neden çünkü... Biz hicri takvim kullanıyorduk. Yani 1300'lü yıllardaydık. Sonra takvim değişti. Bi sabah bi kalktık. 20. yüzyıldayız. Şimdi bi gecede 600 sene ilerlemişsin. O kadar yıl gelmişsin. Fesle dolaşmak olur mu? Olmaz. Tak! Şapka kanunu çıkarıyorsun. N'apıyorsun? Böyle böyle ilerliyorsun. İşte miladi takvim olmasa şimdi hâlâ 15. yüzyıldaydık. Acayip geri kalmıştık. O yüzden diğerleri sonra geliyor. En önemlisi bu.
Sayfa 198 - Doğan KitapKitabı okudu
...En nihayeti, Şapka Kanunu çıkacağı sırada, Hasan Efendi, "Ben Fransızlarla, Türkün düşmanlarıyla, onların şapkasını giymek için mi harbettim!" dedi. Medine'ye göç etti.
Sayfa 166Kitabı okudu
Reklam
Rejim kadroları içinde bir tartışma zemininin varlığı, asgari müştereklere dayanmayan birtakım keyfi kararların önünü almakta etkili olabilirdi. Örneğin şapka kanunu, dil devrimi, milli tarih tezi, 1933 üniversite tensikatı, ezanın Türkçe okutulması gibi, daha çok kişisel kapris eseri gibi görünen bazı uygulamaların, az çok eleştiriye izin veren bir ortamda gerçekleştirilebileceğini düşünmek güçtür.
Aynen öyle kardeşim benim :))
Evet, şapka geleceğine börk geleydi, kallavi kavuklar geleydi ne kadar iyiydi. 'Şapka' dedi kurban olduğum Gazi Paşamız her nedense... Vardır bir hikmeti... Bizim orasına aklımız ermez.
Sayfa 150
İhtiyar sarhoş —
Gücü gücü yetene devrini yaşıyoruz. Kuvvet kimde ise hakim odur. Eski toplu kuvvetler, derebeylikleri şeklinde parçalandı. Dünya küresinin yuvarlandığı uçurum her zamandan çok bugün dehşet vericidir. Kanunu, ahlakı, dini, adetleri imdatlarına çağıranlar zayıflardır. Hakimlere cüppe, silindir şapka giydirmek maksada yetmez. Hak, yumruğundur. Bu hakikati Turşucu Cemal Efendi büyük bir kalabalık önünde ispat etti...
Şapka
Kastamonu'ya giden Gazi Paşa "Buna şapka derler diyerek kafasına hasır şapkayı geçirdi. Yedi gün sonra «Memurlar şapka giyecek» emri çıktı.
Şapka takmadı diye imam astılar goygoyu ..
Hiç kimse şapka takmadığı için idam edilmemiş, İstiklal Mahkemeleri dini gerekçelerle tek bir din adamını bile idama mahkûm etmemiştir. İdam edilenler ya vatan hainliğinden ya da devrimlere karşı halkı kışkırtmaktan dolayı idam edilmiştir. Kadınların kılık kıyafeti konusunda da hiçbir devrim kanunu çıkarılmamıştır. Bu tür iddialar, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarınca uydurulmuş yalanlar, safsatalardır.
Sayfa 277 - İnkılap Kitabevi 1. Baskı 2012Kitabı okudu
286 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.