Sağlıksız ilişki sizi pek çok anlamda mutsuz eden ilişkidir. Bağımlılık, kıskançlık, sevgi ve saygının yoksunluğu, korku, saplantı, aşağılama, acı çektirme gibi olumsuz duygu ve durumların söz konusu olduğu ilişkiler sağlıksız ilişki modelleridir. Ne yazık ki pek çok insan bugün bu durumları ilişkilerin doğal birer parçası gibi görme eğiliminde oluyorlar. Bir süre sonra ise ruhsal ve psikolojik açıdan tükenmiş bir hale geliyorlar.
Sayfa 14 - Destek Yayınları 340. BaskıKitabı okudu
"Unutabilme yeteneği akıl sağlığı anlamına gelir. Aralıksız anımsamak ise saplantı, delilik anlamına gelir."
Reklam
Luca'nın başı eğiliyor, dudakları benimkilere değiyor. Sevgili Tanrım, onu uzun süre öpmeyi hayal ettim, nasıl hissettireceğini hayal ettim. O kadar ki bu bir saplantı haline geldi. Nedense, aklımda, her zaman başımı hafifçe eğip dudaklarımı dikkatlice tattığı yavaş, şefkatli bir öpücük olarak sona erdi. Çıktığım birkaç erkekle yaptığım gibi neredeyse iffetli bir öpücük. Çok yanılmışım çünkü bu öpücükte iffetli hiçbir şey yok. Adamın kendisi gibi sert ve ham. Luca'nın öpücüğü, onun hak iddia etmesidir. Ellerimi yüzümün iki yanına düşen saçlarına geçirip parmaklarımı ipeksi tutamların arasından geçirdim ve dudaklarıyla beni ele geçirmesine izin verdim.
amok nedir bilir misiniz? bir tür delilik, insanın öfkeden gözünün dönmesi... alkol zehirlenmesiyle kıyaslanamayacak kadar tehlikeli, anlamsız bir saplantı atağı... evet amok'u anlatayım size. bir malezyalıyı, sıradan ve gayet iyi huylu bir adamı ele alalım, içkisini içiyor... duygusuz, bıkkın ve durgun... öylece oturuyor... benim odamda oturduğum gibi... sonra birden ayağa fırlıyor. dosdoğru koşuyor... nereye gittiğini bilmeden... önüne çıkan her şeye, insan ya da hayvan hiç farketmez, kamasıyla dalıyor. akan kan daha da çıldırtıyor onu... ağzından köpükler çıkıyor, kudurmuş gibi uluyor. ama koşuyor da koşuyor, koşuyor da koşuyor, ne sağına ne soluna bakıyor, elinde kanlı kamasıyla haykırarak dosdoğru koşuyor. köylüler hiçbir gücün bir amok koşucusunu durduramayacağını bilirler. böylece geldiğini gördüklerinde, insanları uyarmak için bağırırlar: amok! amok! ve herkes kaçışır. gelgelelim adam, duymadan ve görmeden koşarak önüne çıkan her şeyi yerle bir eder... ta ki biri, o kudurmuş köpeğe benzeyen adamı vurana ya da adamı gücü tükenip yere yığılana kadar...
"sık sık içine çöken ;bir saplantı, dışarıdan gelen, kendi iradesinden bağımsız bir şey gibi ruhuna hücum eden o umutsuzluğu duyuyordu. Geleceğini haber veren bir şey, adeta ahenksiz seslerle ilerleyen devasa bir mağaradan esen dondurucu bir yeldi bu. Sevdiği adamın varlığını daima ruhani imgeleminde canlandıran, ulaşılmazlık hissi uyandırarak onu tek hamlede ezip geçen o şiddetli özlem duygusuna kapılmış yine. "
Sayfa 149Kitabı okudu
Kitap okumak için en büyük sebep
"Gerçek dünya insanlara bu denli bir saplantı haline getirebilecek kadar cazip ne veriyor, merak ediyorum. Bugünlerde pek hoş bir yer değil."
Sayfa 207 - Akılçelen kitaplar, karakter: Slowswift, Çevirmen: Utku TönelKitabı okudu
Reklam
208 syf.
6/10 puan verdi
Okurları iki gruba ayıran bir kitap okudum bugün... Kanadalı şair, aktivist ve feminist bir yazar olan Rupi Kaur'un Süt ve Bal kitabı, ele aldığı konular bakımından çarpıcı olsa da her kitleye hitap etmediğini söyleyebilirim. Kitabın ilk bölümünde henüz 5 yaşındayken babası ve amcası tarafından istismara uğrayan bir çocuğun travması konu
Süt ve Bal
Süt ve BalRupi Kaur · Pegasus Yayınları · 20177k okunma
Bazen olamayacağını bile bile hayal kurar. Hayatının sadece o kişiyle yaşanılır olduğunu düşünürsün. Sebepsiz yere onu düşünmediğin zaman vicdan yapıp onunla Yeniden tatlı hülyalara dalarsın. Yeni insanlarla tanışırsın sanki o hayatındaymış gibi reddedersin. Ne o senin hayatındadır. Ne o eski tanıdığındır. Zihin sever böyle basit yoldan mutluluk arayışını. Sahi sevmek mi yoksa saplantı mı bu? BAHAR ÖZCAN.
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Saplantı mı? Aşk mı?
İmkansız bir aşk.. Ve bu aşkın peşinden kendini uçuruma sürükleyen acılarla dolu bir hayat hikayesi... Benim için aşırı derece boğucu bir kitaptı. Aşkın da bir sınırının olması gerektiğini düşünüyorum. Aşk, kendinden vazgeçecek kadar birine körü körüne bağlı kalmanın adı olmamalı. Werther'in iç dünyası , ruhsal bunalımları çoğumuzun başından geçen şeyler ve özellikle karşılıksız bir aşkla birini sevdiyseniz bence okumamalısınız bile diyebilirim. Kitabı okurken bir sona sürüklenen birini tutmaya çalışır gibi olacaksınız. O an kitabı durdurmak bile isteyebilirsiniz. Hatta bazen Werther'e sarılıp ona kızmakla birlikte acısını paylaşmak isteyebilirsiniz. Werther'e yardım edebilecek tek kişi belki de sevdiği kadındı. Yer yer Charlotte'ye çok sinirlendim. Ama o bile yardım edemedi. Bence insan önce kendisini sevmeli, kendisini sevmeyen bir insan başkasını da sevemez. Birini kendinden fazla düşününce ve değer verince hayatın anlamı yok gibi gelebilir hatta öyle olur çünkü hayat bizim hayatımız anlamı kendimiziz. Bir başkasını merkeze koyarsak anlamımız kalır mı ki?
Genç Werther’in Acıları
Genç Werther’in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Kızıl Panda · 2021121.2k okunma
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.