Bu incelemede kurduğum cümleler sadece kendi fikirlerim veya başka kaynaklardan alıntıladıklarım değildir. Aşağıda yazanlar, kitabı okurken altını çizdiğim cümlelerin benim kafamda yeniden kurulup, özet mantığına çevrilmiş halidir. Yani, yazarın asıl anlatmaya çalıştığı veya özeti, bir bakıma kitabın bölümler halinde tahlili de diyebiliriz.
1.
Kız çocuklarınızı 6 7 yaşlarındaki erkek çocuklarından ötürü okula gönderemiyorsanız oturun erkek çocuklarınızı ve bizzat kirli olan bu pis zihniyetinizi eğitin. Gelin size "Heterojen Sınıf"tan bahsedeyim. Her şeyi eğitim ve psikoloji temelinde anlatacağım, lütfen bunları dikkate alarak yorum yapın.
İlkokul 2.sınıfa giden öğrencilerden
Herkes bilsin çok güzel bir kitap okudum…
Nereden, nasıl, hangi şekil kitap hakkında düşüncelerimi anlatacağımı bilemiyorum. Bir kentteki bir devrin başarılı bir şekilde anlatılmasını mı anlatayım, takıntılı, hayatını güzel bir kadına indekslemiş ve çevresindekilerin ne diyeceğini artık hiç önemsemeyen aşık bir adamı mı anlatayım, yoksa güzel,
YouTube kitap kanalımda Yusuf Atılgan'ın kitaplarını filozof ve psikanalistlerle yorumladım: ytbe.one/N7qPdz3QdlE
Oedipus kompleksi : Erkek çocuğun annesine duyduğu aşırı sevgi sonucunda babasının yerine geçme isteğinin saplantı hali.
Nekrofili : Canlılar yerine ölülere yönelik bir cinsel istek duyma hali.
Zoofili : İnsan ve hayvan
Bugün hayatıma yeni bir kavram eklendi. Amok koşucusu; ilk duyduğumda biraz garipsesemde okudukça daha çok ilgimi çekti. Eminim hepimizin de farkında olmadan Amok koşucusu durumuna düştüğü anlar mevcuttur.
Amok koşuculuğu bana göre insanın saplantılarına kurban gitmesidir. Arzuladığımız şeyi elde edemediğimizde saplantı haline getiririz. Sürekli onu düşünürüz, aklımıza bir mıh gibi çakılır. Onu istemekten vazgeçemeyiz, onun ardından gitmekten vazgeçemeyiz, sonunda ölüm dahi olsa ardından gideriz.
''Bir Amok koşucusuysanız uzun süre cezasız kalamazsınız, eninde sonunda sizi yere sererler...'' Umarım kendimizi belirsiz tehlikelere atılacak adımlardan alıkoyabiliriz. Saplantısı olmayan bir şekilde mutlu olur; saplantısı olan arzuladığını elde etse bile mutlu olamaz.
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021112k okunma
Bu ülkede yetkili biri olsaydım kesinlikle toplatıp yasaklayacağım kitaplar arasında olurdu.
Böylesine ayrılıkçı bir anlatım böylesine bir nefret dili görmedim.
Açık bir kadınsanız 'satılık, fahişe, teşhirci' oluyorsunuz. Yazarın açık kadınlara ya özentisi var ya da aşırı bir nefreti var galiba. Kitapta 30-40 kere 'mini etek' geçiyor. Neden?
Bilal'in annesi ile ilişkisi beni öldürdü, Freud mezarında ters döndü, bu nasıl bir saplantı ve bunu nasıl normal gibi anlatır aklım almadı.
Kitapta 'seni sosyalist, komünist aşağılık' diye aşağılamaya çalışıp da Huzur Sokağı'nda tam bir komün kurulması da böyle bir yazarcık'a yakışan bir çelişki olurdu zaten.
Bir diğer konuda İslâmiyetin Hz. Muhammed döneminden daha hızlı yayılması. Maşallah ne ikna kabiliyeti varmış bu insanlarda. Zira biri bana kitaptaki gibi 'şu kılığına bak, Batı özentisi, pantolonlu bilmem ne' dese değilsem bırak müslüman olmayı saçını başını yolarım onun :))
Biz açık kadınlar gördüğümüz her erkeği baştan çıkarmaya çalışmıyoruz, inanmazsınız ama çoğunlukla iyi hissetmek için güzel giyinip makyaj falan yapıyoruz. Kitabı okuyup da yanlış algılara düşmeyelim...
Çok çok sinirliyim ben okudum siz okumayın. Berbat ötesi berbat...
Freud'un dediği gibi, "depresif ya da melankolik saplantı öncelikle sevme yeteneğinin kaybolmasıyla kendini gösterir; kendini sevmek de buna dahildir."