68 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Saplantılı bir tutku "aşk" tanımlamasını hakeder mi?
Zweig 1920’lerin Orta Avrupa’sında geçen bu uzun öyküsünde tek taraflı bir aşkın derin psikanalizini yapar. Delicesine aşık kadın kahramanın bir adı yoktur; hikaye tümüyle onun ağzından anlatılmasına karşın birkaç fiziksel özelliği dışında (çocukluğunda sıska olduğu, yetişkinliğinde ise güzel bir kadın olduğu) hakkında birşey bilmeyiz. Delicesine aşık olunan ama bunu sezemeyen erkek kahraman R. ise genç, çekici, karizmatik ve çapkın bir yazardır. Hikaye, kadın kahramanın R.’ye karşı duyduğu takıntılı derin sevgiyi, bu sevginin tüm gelişimini önümüze sererek anlatır. Ve şu soruyu sorar : Taraflardan birinin umursamadığı bir ilişki “aşk” tanımlanmasını hakeder mi? Zweig akıcı dili ile merakla okunan, çabucak bitirilen bu kitabında hastalık derecesinde saplantılı bir aşığın iç dünyasını, yazdığı uzun mektup eşliğinde anlamamızı ve hissetmemizi sağlamış. 2. Dünya Savaşı’nın yarattığı derin umutsuzluk duygusuyla eşiyle birlikte intiharı seçen bu yazarın hikayesindeki başarısı, kahramanı ile paylaştığı tutkulu ve saplantılı kişiliğinden kaynaklanıyor olabilir mi?
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022223,4bin okunma