Anna Karenina’yı bir kez daha izledim. Filmin başında açtığım Carmenere üzümü ağırlıklı sek kupajı mideme indirirken şarap olmazsa elimi bile sürmeyeceğim Parmezan peynirinin, her birini yaklaşık birer gram halinde kestiğim parçalarını birer ikişer yoğun sek şaraba katık ediyorum.
Filmin sonunda ağzımda Parmezanın buruk tadı, damarlarımda
AŞKIN ŞARKISI
Ben sevgilinin gözleri, ruhların şarabı, kalplerin gıdasıyım.
Ben bir gülüm.
Kalbim şafak vakti açar, bakire kızlar beni bağrına basar.
Ben hakiki servet evi, hazzın özü, barış ve huzurun başlangıcıyım.
Ben onun güzel dudaklarındaki nazik gülümsemeyim.
Gençlik bana kavuşunca tüm zahmetlerini unutur;
Bütün hayatı tatlı rüya gerçegine
Bu gece mezopotamyanın bütün güzellikleri bulaşmış üzerine.
yeni açan bir menekşe çiçeği kokusu,
mavi beyaz bir erik çiçeği rengi, yeni bulunmuş bir midye tanesindeki inci
ve birde el yapımı bir süryani şarabı tadı;
Bu gece herşey sana benziyor.