‘’Ağlama Angelita, bu akşam ya sana bir ev alacağım ya da yasımı tutacaksın.’’
Bu cümleyi ilk okuduğumda bir süre duraksadım ve ardından birkaç defa daha okudum. İlk harfinden son noktasına kadar oldukça dokunaklı bir cümleydi benim için. Arka kapağını da okuduktan sonra başka bir şansım kalmamıştı geriye. İspanya İç Savaşı’nın gölgesinde
Merhabalar, kitap okuyan biriyseniz ve yeni birisi ile tanışıyorsanız onun nasıl birisi olduğuna karar verebilmeniz için birkaç taktik vereceğim sizlere. Hazırsanız başlayalım :)
Okumak yerine izlemeyi tercih edenler için: youtu.be/4zgUJrj74y8
Ona başta "Aa, kitap okuyor musun?" diye sorun.
Cevabı "Hayır..."
XVI. yüzyılda İtalya'da evlenmeden cinsel ilişkiye girmenin cezası hapisti, bu ortaçağ döneminde bile böyle değildi. Suçlu gördükleri kadınlar bellerine kadar çırılçıplak soyulur kırbaçlanır ve saçları kazınırdı... Seks yaptığı kişinin yaşı küçükse durum idama kadar gidiyordu...
Bir erkek ile bir kadın bekar olmalarının dışında eğer birisi
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et.
2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter.
3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin.
4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak.
5. Gül. Sana yakışıyor.
6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak
1871: "Bugüne kadar kitabınızdan daha güzel bir şey okumadım! Cosima'ya dedim ki, ondan hemen sonra siz gelirsiniz: Sizin ardınızdan da uzun süre hiç kimse..."
1872: "Kitabınızı tekrar okudum ve Tanrı huzurunda yemin ederim ki benim ne istediğimi bilen tek kişi olduğuna inanıyorum."
Wagner'in, Tragedyanın Doğuşu ile ilgili
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
#165617869
Mayıs ayı öykü etkinliği.
Ne zaman bitecek bu sabaha karşı uyanmalarım hiç bilmiyorum. Yine kanepenin sert köşesinde ensem uyuşmuş. Uyandıran da olmamış her zaman ki gibi. Gerçi bunu yapmamalarını ben söylemiştim onlara. Şimdi neden hayıflanıyorumki...
Sakallarım da iyice uzamış ama benim onlara köpük
Konusu ‘’kadın ve kurmaca’’ olan Kendine Ait Bir Oda,Virginia Woolf'un 1929 yılında yayınamış olduğu kimilerince feminizmin başlamasına sebep olmuş bir kitap, kimilerincede güçlendirmiştir.
Bana sorarsanız, Kendine Ait Bir Oda, Woolf'u basit bir feminist manifestosu sıfatından çok daha ilerisine taşıdığı bir kitap.Tabi subjektif olarak
Nietzsche 1872 yılında Basel’deyken Richard Wagner ile olan yakınlığı ve Yunan felsefesine olan ilgisi sebebiyle İlk eserine Trajedi’nin kökenini araştırmakla başladı. Tanrısız bir hayatın olduğuna inanmaya başlayan Nietzshce, bu boşluğun dolabilmesinin ancak sanatla olacağına inanıyordu. Bu arada Trajedi ya da Tragedya kişilere korku, heyecan ve
. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
"Moskova Sanat Tiyatrosunun en büyük başarısı olan Nemiroviç - Daşenko'nun büyük sahneye koyma eylemine, rekabet etme iddiasıyla karşı karşıyaydık; ve iddiayı kabul ettik. Bu, bir klasiğin başka bir biçimde sahneye konmasını denemek değildi; Biz Çehov'un gerekli olduğunu hissediyorduk. Bugün ise kesinlikle gereklidir. İnsan ruhunu
"Şimdi söyle bana," diyordu William, "Niçin? Bu kitabı niçin ötekilerden daha çok korumak istedin? Kara büyüye ilişkin kitapları, içinde belki de Tanrı'nın adına sövülen sayfaları neden uğrunda cinayeti göze almaksızın sakladın da bu sayfalar için hem kardeşlerini hem de kendini lanetledin? Güldürüden söz eden birçok başka
“Gül der ki yüzüm yüzlerden güzelken
Ezer suyumu çıkarırlar bilmem neden.
Bülbül de şöyle der ona sanki içinden:
Bir yıl dert çekmeden var mı bir gün sevinen?”
Ömer Hayyam, Horasan- Nişabur doğumludur. Hayatının büyük bir kısmı da burada ve Semerkant’ta geçmiştir. Selçuklu Sultanları ve Vezir Nizamülmülk Sarayında da görev yapmak istememiş,
Bilmeyenimiz yoktur bu eseri ;
Ama benim gibi çok ilginç ve hazin hikayesini bilmeyenleriniz de çoktur diye tahmin ediyorum.
1890’da bir Rum olan kaptan Asteri , Balat çarşısında bir Meyhane açar.
Meyhanesine de Rumca “meydan” anlamına gelen “Agora” adını koyar.
Meyhane masa yerine kullanılan dev fıçıları ve ucuz şaraplarıyla kısa zamanda ün