Yapraklar da ölür her Sonbahar Eylül bir kabristan olur; Sararan otlara, ağaçlara. Belki de bundandır; Hüznün ismi Eylül. Erdal ÖZAYDIN 01.09.2021
Ey Sonbahar!
Asırlardır herkes sonbaharı yazdı, çizdi. Renk paletinin solgun, hüzünlü tonlarıydı sonbahar. Pervasız çocukluğun yasaklı günleriydi. Bam telinin titrek sesiydi sonbahar. Oysa sadakatti sonbahar. Yaslı günlerin kötü gün dostuydu. Çorak arazilerin kurtarıcısı, kurak günlerin rahmetiydi o. Kimse görmedi, kimse anlamadı sonbaharı. Oysa o esen rüzgâr uğultularıyla seslendi hep. Yaprak hışırtılarında saklıydı anlattıkları. “Hiç duymaz mısınız?” dercesine haykırdı kara bulutlar. “Hiç görmez misiniz?” diye süzüldü sararan yapraklar. Sonbahar sanatçıların sanatına ilham oldu hep. Oysa sanatın kendisiydi sonbahar. İlkbaharın ve yazın tumturaklı haline inat, hayatın gerçek yanını haykırdı hep, bıkmadan. Kara kış bile bembeyaz bir örtü gibi anımsandı da onun kadar yargılanmadı hiç. Kalemi çoktan kırılmıştı onun. Sararan yapraklarla özdeşleşti solgun umutlar; süzülen gözyaşlarının adı oldu sonbahar. Ey sonbahar! “Her şer görünende vardır bir hayır” dedikleri sen misin yoksa? Sokakta ki hayvana bir yudum su, evde ki insana bir sokum ekmek… Yaralarda değil de Yaradan’da bulmak seni… Kâinatın en büyük sanatçısının en ünlü eseri… Sonbahar… Recep KAYABAŞI
Reklam
Sararan yapraklar dökülüyordu... Yapraklarla toprağın buluşması bir başka âlem... Deredeki su sesi ve kuşlann beni bulması, dünyama renk kattı.
Eylül Ayı Etkinliği/Jehra/ Öykü
Elleri üşümeye başlamıştı yine...Bir yalnızlık türküsü duyuyordu çok yakınlarda,derinlerde bir yerlerde...Günler geçmiş gitmiş..Yine son demindeydi gecenin... Düşünmek...Düşlemek...Düşmek yine maziye...kanatıyordu kapanmaz yaraları... Siti idi. Yalnız idi. Acı idi.Biten idi. Yaşının ilerisinde idi bedeni yirmi ikisinde ama sekseninde
Günaydın dünün yenilgisini üstünden atamayıp güne hep aynı döngüyle başlayanlar, kendine küs yaşama barışık olanlar günaydın. Günaydın güzün solmayan çiçeği ve hüzünle sararan yapraklar.
Tek tük atıştıran yağmur damlaları arabaların üstünü örten kalın bezlere, hasırlara çarpıyor, ara sıra esen sert rüzgâr akıbetlerinin ne olacağını düşünen muhacirlerin yüzünü adetâ okşuyordu. Hazânla birlikte sararan yapraklar rüzgâra kapılıp ötelere savruluyordu. Bu ötelere savruluş, muhacirlerin Rumeli'den, Balkanlardan savruluşuna çok benziyordu...
Reklam
“Her şey bana düşüşü anımsatıyor: sararan yapraklar, baktığım insanlar, aynam.”
Henri-Frédéric Amiel
Henri-Frédéric Amiel
Sonbahar eşliğinde seni okumak ne muhteşem birşey:))
Artık sararan yapraklar, titrek gönüllü dallardan birer birer düşmekte, sonbahar ortalıkta hazin bir manzara sergilemekteydi. Tabiat Taşkent'te renk değiştirdi. Havalar geceleri insanın iliklerine işlercesine soğuktu.
Sayfa 13 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Baharda ilk açan yapraklar güzün ilk sararan, düşen ilk yapraklar olur.
Sayfa 166 - Can YayınlarıKitabı okudu
Herkes kalbimde bir yere sahipken senin ülken vardı. Ülkende kuşlar uçuşurdu Şiirler dururdu kalbinde Sonbaharı özlerdin sende Sararan yapraklar düşerdi avuçlarımıza Ben sana bakardım sen ağlardın Gözlerinde bulurdum bana söyleyemediklerini Hüzün düşerdi nazenin gözlerine Gülüşlerin aydınlatırdı gecemi.. Yüzüne bakınca binlerce şiir düşerdi aklıma Bütün şiirler senin gözlerine yazılmış sanırdım.. Ondan esen rüzgarları istiyorum Onun gökyüzünden Benim çölüme yağacak yağmurları bekliyorum..
226 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.