Uçun kuşlar uçun doğduğum yere;
Şimdi dağlarında mor sümbül vardır.
Ormanlar koynunda bir serin dere,
Dikenler içinde sarı gül vardır.
O çay ağır akar, yorgun mu bilmem ?
Mehtabı hasta mı ,solgun mu bilmem?
Yaslı gelin gibi mahsun mu bilmem?
Yüce dağ başında siyah tül vardır.
Orada geçti benim güzel günlerim;
O demleri anıp bugün inlerim.
Destan-ı ömrümü okur dinlerim,
İçimde oralı bir bülbül vardır.
Uçun kuşlar uçun burada vefa yok;
Öyle akarsular, öyle hava yok;
Feryadıma karşı aks-i seda yok:
Bu yangın yerinde soğuk kül vardır.
Sen aklıma düşünce Diyarbakır radyosu "sarı gelin" çalıyor
Sen aklıma düşmüşsün, ben içine türkünün
Sen aklıma düşünce
Üstüme yemek dökecek kadar ihtiyarlıyorum
Ellerim titriyor ellerim
Çor tutmuş bağlar yeşeriyor birdenbire
Kızılderili reis tüylerini yeniden takıyor başına
Oturan boğalar ayaklanıyor bozkırda köylülerle
Sen aklıma düşünce kim gelse aklıma
Unufak oluyorum
Sen aklıma düşünce bir kuyunun içinde
Yusuf'a mektup geliyor kör olmamış babası
Ve anlıyor "bir ülkeye hükümdar olacak" güzel yüzlü o çocuk
Sen aklıma düşünce Diyarbakır radyosu "sarı gelin" çalıyor
Sen aklıma düşmüşsün, ben içine türkünün
Sen aklıma düşünce