Normalde dizisi veya filmi çekilen kitapları severek okuyamıyorum.
Kahperengi kitabını yıllar önce almıştım, aldıktan sonra da Merhamet dizisinin bu kitaptan uyarlama olduğunu öğrenince kitabı okuma hevesim kaçmıştı ve kitap öylece okunmayı bekliyordu kitaplığım da.
Geçen gün televizyon da Merhamet dizisinin tekrarına denk gelince aklıma kitaplığımda okunmayı bekleyen kitabım geldi ve diziyle kitap arasında çok fark mı diye kitabı kontrol etmek istedim. Kitabı elime alınca okudukça okuyasım geldi.
Kitapla dizi arasında ki farklar göze batıcak kadar çok denilemez ama yine de farklar var. Gelelim farklara : (SPOLİER İÇERİR!!!)
1-) Kitapta Narin sarı saçlı ve mavi gözlü ( kitapta üniversiteye gittikten sonra saçını siyaha boyadı. )
2-) Dizideki Şadiye hayat kadını oluyor.
Kitaptaki Şadiye ise annesi ve abisi ile birlikte ölmüştür.
3-) Dizide önce Narin'e sonra da Deniz'e aşık olan Sermet Karayel ( Babür ) karakteri vardır kitapta ise öyle bir kişi yoktur.
4-) Fırat dizide İstanbul'da üniversite okurken kitapta Ankara'da ODTÜ de okumaktadır.
Ve son olarak dizinin finalinde Narin ve Deniz ölmüştür. Kitabın sonunda ise sadece Moskof Recep ölmüştür.
Sen
"Promete'nin çığlıklarını
Kaba kıyım tütün gibi piposuna dolduran adam"
Sen benim mavi gözlü arkadaşım
Kabil değil unutmam seni.
26 Eylül 1943
Seni yapayalnız bırakıp hapishanede
bir üçüncü mevki kompartimanda pupa yelken koşacağım memlekete.
Ve tren
bir güvercin gibi çırpınarak istasyona girecek, gözü yaşlı bir genç kadına
"Seni Seviyorum TÜLSÜ"
.....yazılı telgrafımı alınca bu da ne demek oluyor,Tülsü de kim oluyor diye şaşırmış olmalısın. Aklı başında bir insanın yazacağı bir şey değildi doğrusu ; ama o telgrafı çekerken tam olarak aklımın başında olduğunu söyleyemem, o gün bir uyur gezer gibiydim; istencim dışında o telgrafı çektim sana...
Yabancısı
Bir varmış bir yokmuş. Aylar sene olurken , seneler yüzyıl , yüzyıllar bin yıla varırken bir bin yıla daha gelinmişti.
O sene henüz doğmayanlar olduğu gibi , bebeler , gençler , yaşlılar milenyumu karşılamıştı.
Düşünsene abi demişti , on-yüz-bin sene aynı senede buluşmuş , bin senede bir olur yani. Birinde İsa doğmuş , biri şimdi , birine