Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir şehir pisse, aşağılıksa, kalleşse, acımasızsa o şehrin çöplükleri bin misli daha pis kokar. Leş gibi...
Sayfa 146 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Kalemler
Yerler, evler, insanlar vardır. Şöyle bir bakarsan mutlulukla dolarsın.
Sayfa 140 - Yapı krediKitabı okuyor
Reklam
Memed: "Şu belimi büken umutsuzluktur," dedi.
Sayfa 80 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Gülbaharın tüm bedeni yalım yalım yanıyor. Küçük bir ço­cuk gelse de tutsa elinden, gidelim şu çalıların içine, dese Gül­ bahar dayanamaz, gider. Bedeninin her zerresinden şehvet tü­tüyor. Burnuna yanık yanık bir et kokusu geliyor.
Geceleri onun için bir cehennem oluyordu. Bazı geceler sa­bahlara kadar uyuyamıyor, tüm bedeni yalım yalım yanıp du­ruyor, bir erkek özlemiyle yanıp tutuşuyordu.
Bazı çok genç, yakı­şıklı bir delikanlıyı görünce bozulmuyor değildi. Ama ondan sonra da kendisini bir türlü bağışlayamıyor, kendisini kötülü­yor, Mahmuda ihanet etmiş sayıyordu kendini. Köyde çok kişi onu görünce iç çekiyordu.
Reklam
Dokuz yıldan beri de hiç bozulmamıştı. Sıkı memeleri dim­dik, beli gene ipincecik, kalçalan dolgun ve şehvetliydi. Kalın kıpkırmızı dudakları, çakır ela gözleri onun olağanüstü arzulu bir kadın olduğunu bir bakışta belli ediyordu. Ama dokuz yıl­dır da onun eline bir erkek eli değmemişti.
Gülbahar güzel kadındı. Onu bu köyden, öteki köyden çok delikanlı istemiş, Gülbahar, Mahmut demiş de başka bir şey dememişti.
"Kimseye iyilik edilmez oldu," dedi. "İyilik ettiğinden daima kötülük geliyor. Geliyor efendim."
Sayfa 65 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Leylekler gelmeyin, serçeler uçmayın, çiçekler açmayın! Burada bahar yoktur. Güneş sarı bir gölgedir. Yeşil otlar toprağın küfüdür. Sıcak rüzgâr Cehenneminin nefsidir. Şu mavi Boğaz, bir çirkef ırmağıdır... Kelebekler çimen, çiçek arar. Burası çürüklüktür; kemik, kadid vardır... Fikir genişlik, yükseklik arar. Burası çamurdan bir izbeliktir. Çıyanlar, solucanlar barınır... Kırlangıçlar! Hangi evin saçağına konsanız oradakilerin eninlerini işiteceksiniz! Hangi ocağın üstünde tüneseniz onu sönmüş bulacaksınız... Her tarafta kara hayaletler taklak atıyor, her tarafta kara dişler sırıtıyor... Hep küfür, hep ihanet, hep yumruk...
Reklam
Bazı geceler de gökyüzünü yıldızlarla döşeli bulurduk. O zaman sevincimizde sınır yoktu. Ve bizler umutla doluyduk. Sıkıntılardan, acılardan sonra gelecek güzel günlerin, daha güzel olacağına inanıyorduk. Bu umutlar, bu hayaller benimdi.
Sayfa 45 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Kendisini çağıranlar, bu üç katlı ve ahşap binada olmalıydılar. Allah nasip ederse bu defaki tahmini daha isabetli olacaktı. Yine de, sol taraftaki mezar taşlarının yanından geçerken içinde bir şüphe yok değildi. Açık bırakılmış kapıdan içeri girdiğinde kendini, tavandan sarkan avizedeki onsekiz kandilden çok, kelimelere dökülmesi gayrı kabil bir
Bir seviniyordu ki el kapısından kurtulduğumuza. Deli gibiydi. Görmedi gününü. Doya doya çalışamadı kendi işimizde. El işi zor geliyordu kendine, el işi, el için çalışma öldürüyordu onu. Ömrü el işinde tükendi.
Sayfa 29 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Kocaman şehrin ortasına yalnız, yapayalnızım.
Sıkıntılardan, acılardan sonra gelecek güzel günlerin, daha güzel olacağına inanıyorduk.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.