Merhaba, bugün bu kitabı biraz eleştireceğim. Katılan olur olmaz, bu yazıcaklarım bir ‘tarihçi’ olarak benim düşüncelerim.
Semerkant romanı malum çok popüler bir kitap. Ben popüler olan kitapları pek okumayı sevmiyorum, ama bu kitabı İlber Hoca tavsiye ettiği için okuma gereği duydum. Eleştirime geçmeden önce kısaca kitaptan bahsedeyim.
~
Kitap,
Ankara içlerinde garnizonlarda
Ordunun ve donanmanın erleri
Kurmaylar ve subaylar
Gözleri saatlerine saplı
Son emri bekliyorlar
Besbelli yine o'ndan
Ankara içlerinde bir adam yaşar
Ankara içlerinde Anıtkabir'de
Sarışın baskumandan
Şunu öğrenmeni istiyorum. 🙂
Neye benzediğin önemli değil.
Uzun veya kısa olabilirsin.Şişman veya zayıf..
Çirkin ya da yakışıklı; tıpkı baban gibi. Siyahi, sarışın veya beyaz olabilirsin, önemli değil.
Önemli olan kalbinin büyüklüğü ve karakterinin gücüdür. 👍🕊️
#dizi The Munsters
Gazi Mustafa Kemal Atatürk;
1919 yılı Mayıs'ın 19. günü Samsun'a çıktım. Genel durum ve görünüm:
(...)Saltanat ve hilafet makamında bulunan Vahdettin soysuzlaşmış, kendini ve yalnızca tahtını güvenceye alabileceği alçakça önlemler araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükümet zavallı, beceriksiz, onursuz ve korkak; yalnızca
YouTube kitap kanalımda II. Dünya Savaşı hakkında harika kitaplar önerdim: ytbe.one/i39P66Sv65s
Bugüne kadar 482 tane kitap okumuşum ve 1000kitap sitesinde de 4 yıl boyunca iyisiyle kötüsüyle 254 adet kitap incelemesi yazmışım. Peki benim bu kadar kitabı okumamı sağlayan ve Auschwitz-Birkenau toplama kamplarını bizzat gördükten sonra
Merhaba… Ben Kapitalizm!
Küçük kızlarınızı Barbie Bebeklerle büyüttüm, bugün sizden estetik operasyon için para istiyorlar diye neden şaşırıyorsunuz!
Çıkarlarım uğruna kocaman bir moda endüstrisi yarattım! İstediğimi de elde ettim, 17 yaşındaki kızların çoğu dış görünüşlerinden rahatsız.
Ben Kapitalizmim! Bir kadının bir moda dergisini 15 dakika
Nazım Hikmet'in Aziz Hatırasına
Dünya tarihinin belki de en kanlı yüzyılının başında doğdu. Dönemin koşullarına göre oldukça varlıklı ve eğitimli sayılabilecek bir aileden geldi.
“Üç yaşımda Halep’te paşa torunluğu ettim” der Otobiyagrafisinde.
Paşazadeydi aslında burjuva karşıtı olmasına rağmen. Ancak çok kızardı kendisine “Paşazade” diye
Birazdan bir kadın gelip karşımdaki sandalyeye oturacak ve ben ona aşık olacağım. Daha önce hiç görmediğim, adını bile bilmediğim bir kadına hem de. Kadını tanımıyorum ama kendimi tanıyorum çünkü. Hayatım boyunca hep böyle oldu. Okulda, mahallede ve meslek hayatımda tanıdığım her kadına aşık oldum ben. Hep sevdim, sevildiğimi hiç bilmiyorum.
5 yıllık bir çalışmanın ürünü olması , zengin kaynaklar taranması sonucunda yazılması , olayları tek yönlü bakış açısı ile anlatılmaması, kitabın bir yüceltme ya da yerme amacı taşımaması ve son derece objektif yazılmasından dolayı bugüne kadar okuduğum Mustafa Kemal Atatürk biyografilerini gölgede bırakan bir kitap oldu.
57 yıllık hayatına
11 Savaş
27 Madalya
7 nişan
13 kitap
1 Ülke sığdıran Atatürk ne kadar olgun ve ileri görüşlüymüş ki henüz daha 40'lı yaşların başlarında Modern bir Türkiye kurma fikrini çevresine ve tüm ülkeye kabul ettirmiş.
Bugünlerde Cumhuriyetin bütün unsurları bu sarışın mavi gözlü adamı sevse de sevmese de şu gerçek hiç bir zaman değişmeyecek ; özgürlüğümüzü, bağımsızlığımızı, kadınlara verilen hakları ve günümüzde her ne kadar Atatürk'ün kurduğu Diyanet ismini telaffuz etmekten çekinse de ibadetimizi özgürce yapmamızı ona borçluyuz.
Unutmayacağız, Unutturmayacağız.
Uçakta sarışın bir kadınla bir avukat yan yana düşer. Avukat vakit geçirmek için kimin genel kültürü daha iyi oyunu oynamayı teklif eder. Kadın aldırmaz. Bunun üzerine, "Her bilemediğiniz soru için siz bana beş dolar verin, ben her bilemediğim sorunuz için size elli dolar vereyim," der. Kadın kabul eder.
"Peki," der avukat, "Dünyanın güneşe uzaklığı ne kadardır?"
Kadın yanıt vermez, çantasından çıkardığı beş doları uzatır. Sıra ondadır:
"Dağa üç ayakla tırmanıp dört ayakla inen nedir?" Avukat düşünür, düşünür ama bulamaz. Elli dolar çıkarıp kadına uzatır. Sarışın, tek söz etmeden parayı çantasına koyar.
Avukat, "Dur bir dakika," der. "Yanıt neydi?"
Kadın avukata beş dolar uzatır.”
Kitaptaki en çok beğendiğim fıkra buydu