Emin miyiz ?
"Şark milletleri, zalimlerin boyunduruğu altında, uzun zamandan beri cehaletin karanlığına gömülerek yaşadılar. Fakat artık uyanıyor ve kalkınıyorlar.”
Sayfa 136 - Ötüken - 30. BasımKitabı okudu
"Şark milletleri! Dünyanın en geniş, en cömert, en zengin toprakları sizin elinizdedir. Buraları vaktiyle medeniyetin beşiği olmuştur. Şimdi yalnız içindekileri değil, bütün dünyayı besleyebilir. Hâlbuki şimdi, dünyanın bu en geniş, bu en zengin, bu en cömert toprakları üstünde milyonlarca köylü yiyecek ekmek bulamıyor."
Sayfa 135 - Ötüken - 30. BasımKitabı okudu
"Şark milletleri! Dünyanın en geniş, en cömert, en zengin toprakları sizin elinizdedir. Buraları vaktiyle medeniyetin beşiği olmuştur. Şimdi yalnız içindekileri değil, bütün dünyayı besleyebilir. Hâlbuki şimdi, dünyanın bu en geniş, bu en zengin, bu en cömert toprakları üstünde milyonlarca köylü yiyecek ekmek bulamıyor."
Sayfa 135Kitabı okudu
“Şark milletleri! Şimdiye kadar hükümetleriniz kaç defa sizi mukaddes harbe, cihada çağırdı, Peygamberin yeşil sancağı altında yürüdünüz; fakat bütün bu cihatlar yalandı ve hükümetlerinizden başka kimsenin menfaatine hizmet etmiyordu. Esaretten ve sefaletten kurtulamıyordunuz. Başkaları için ölüyor ve hiçbir şey kazanmıyordunuz.”
Sayfa 137 - Ötüken - 30. BasımKitabı okudu
Şark için "ölümün sırrına sahiptir" derler. Fakat Şark milletleri içinde dahi ona bizim kadar hususî
bir çehre veren, her türlü lâubalilikten sakınmakla beraber, onu ehlîleştiren, başka millet pek yoktur.
Sayfa 103Kitabı okudu
Şark milletleri, zalimlerin boyunduruğu altında, uzun zamandan beri cehaletin karanlığına gömülerek yaşadılar.
Sayfa 137Kitabı okudu
Irkçılık Nefrettir Kibirden Kendisini Üstün Görmektir
IRKÇILIKLA BİRBİRİNE YABANİ VE DÜŞMANCA BAKMAK
Irkçılık ve unsuriyet fikriyle ayrışma ve husumet konusuna temas eden Bediüzzaman, bunun bir felaket, düşmanlara yardım, müstemlekeleşmek/sömürgeleşmek gibi sonuçlar doğuracağını da şöyle açıklamaktadır:
"Şimdi ise, en ziyade birbirine muhtaç ve birbirinden mazlum ve birbirinden fakir ve ecnebî
tarih milletlerin varlıklarını muhafaza etmek içindir.
okumuş olduğum 
Yusuf Akçura Kemalizmin İdeoloğu adlı kitap içerik olarak adından da anlaşılacağı üzere yusuf akçuranın hayatı, hayatı sırasında içinde bulunduğu devlet kurumları, dernekler, cemiyetler ve onun düşüncelerine genel olarak eğilmekten ziyade yusuf akçuranın cumhuriyet dönemi türkiyesine ve kemalizme özellikle politika, ekonomi ve tarih alanlarında yaptığı
Türkler Şarklıdır, fakat birçok Şark milletleri gibi antimateryalist değildirler. Olmadıkları için de, medeniyetleri İlâhî-beşerî bir sîma taşır. Ne sırf mâneviyat ile nafakalanırlar; ne de yalnız maddeye taparlar. Kılıç tutan elleri, îcâbında san'at şâheserleri ortaya koyar. Maddî ve bedenî bünyelerini hazırlayıp terbiye ederken, mânevî yapılarını da ıslah etmekten geri kalmazlar. İşte bunun için de, fütûhat ve i'tilâ asırları, Türk coğrafyasını bir refah, medeniyet ve adâlet zemîni hâlinde çiçeklendirmiştir...
Şark milletleri içinde Çanakkale tek örnektir. Burada Türk askeri dayanıklı bir asker olduğunu, her şeye rağmen düzeni elinde tutabildiğini, komutanlarına itaat ettiğini, komutanların ise her kademede durum muhakemesi yapabildiğini, zaman ve zemine uyabildiğini göstermişlerdir.
Sayfa 160 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Şark için “ölümün sırrına sahiptir” derler. Fakat Şark milletleri içinde dahi ona bizim kadar hususi bir çehre veren, her türlü laubalilikten sakınmakla beraber, onu ehlileştiren, başka millet pek yoktur.
Sayfa 103 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Şark için "ölümün sırrına sahiptir" derler. Fakat Şark milletleri içinde dahi ona bizim kadar hususî bir çehre veren, her türlü lâubalilikten sakınmakla beraber, onu ehlîleştiren, başka millet pek yoktur.
Sayfa 103Kitabı okudu
