Polis Okulu (Bölüm 1)
Zaman, çok hızlı akıp gidiyor. Daha dün, hedefimi belirlerken bugün o hedefime giden yol için yola çıkıyorduk. Ben, Buse ve Ezgi üçümüz beraber polis okuluna gidiyorduk Ankara'ya... Yuvamız olan İstanbul'u bırakıp... Ama herşey bizim için daha farklı olacak şehrimiz, bile değişirken değişmeyecek tek şey arkadaşlıklarımız olacak...
burada böyle bir iletiyi ilk defa paylaşıyorum. burası benim sadece okumalarıma hasredilmiş; alıntı ve değerlendirmelerimi paylaştığım haricen paylaşım yapmadığım ağım. ihtiyaç halinde aramamak için, notlarımı kullanmak adına ve yazdıklarımın çöp olmaması gerekçesiyle ve kıyıda köşede kaybolmaması adına modern not defteri diyebileceğim yerim. ilk
Reklam
Son Nefesim Sende Kalmış
Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış. Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış. Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu Aşkın haram olduğu o mevsim, sende kalmış. Nerede o çocuksu, o
Türküler Susmasın
Olur ya bir gün bu şarkıya denk gelirsen Ay olarak gel, çünkü ben  Gecen olarak burada seni bekleyeceğim.. youtu.be/EjIP_loHoFo
Kanayan insan memleketleri buralar. Kalabalık kırmızı bir gül yutuyordu. Aynı yerden kırılanlar birbirlerine dikenli dallar veriyordu. Nefes aldıkça düşmanların en büyüğünü yaratıyorduk birbirimize. Dağlar omuzlarının hasedinden çatlıyor ve hançerler sırtımıza Sırtımıza kinleniyordu! Olur ya gelsen diyorum. Hüznüm belki narenci bir çiçek açar, her vaktinde ölünebilen bu dünyada sabahtan akşama kadar! Kanayan insan kentleri buralar. Derin mutluluklar bir ömür istiyordu. Yarım ruhların bir bedeni fuzuli işgalidir, akşamüstü yürümek caddeler boyu! Hem kimse de gideremezdi yalnız yürüyenin yoksulluğunu. Biri bir diğerinin yağmurunu çalıyordu aynı bulutun adamcıkları. Sokak bir evi kediliyordu durmadan. Ve bulvarda bir kadının saçlarıyla sohbete duruyordu rüzgâr. Soruyordu rüzgâr, "Hep aynı yerde mi kırılır bir insan? Korkuları ne de çok tanıdık böyle!" Her bitiş, her veda, istemsiz her değişim ve birbirinin benzeri her yara! Kopuyordu kadının saçları, rüzgâr başını alıp gidiyordu. Ve en matemli şarkıya duruyordu zaman. Bizse acıdıkça daha bir hevesle deşiyorduk senle tenhalık yaramızı! Hem kimse de dindiremezdi hani yalnız yürüyenin yoksulluğunu. Sen yine de erken gel, olur ya dünya. Belki ölürüz, kendimizden başkasına yaslanamayınca!..
Sende Kalmış
Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış. Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış. Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu Aşkın harman olduğu o mevsim, sende kalmış. Nerede o çocuksu,
Reklam
mademoiselle noir
Adı Madam Siyah’tı. Şarkı bir kadının hikayesini anlatıyordu. Bu kadın Rapunzel masalının yazıldığı dönemde yaşamış, saçları da tıpkı Rapunzel gibi upuzun bir kadınmış. Rivayete göre, bu kadının Rapunzel’den etraflıca ayrılan bazı özellikleri varmış. Bir kere saçları ipek gibi sapsarı değil, siyahmış. Yüzünde hilal şeklindeki kaşları Rapunzel’in
Sende Kalmış
Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış. Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış. Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu Aşkın harman olduğu o mevsim, sende kalmış. Nerede o çocuksu,
ağlamalı ,gülmeli
bazen bu hayatı bu kadar erken tanımasaydım diyorum . dönüyorum etrafıma bakıyorum insanlar hep hayal kırıklığım. Ya diyorum benim hiç mi hatam yoktu ? evet ,hatalarım oldu olmadı diyemem ama ben kimsenin enkaz olmuş yüreğine gelip bir taş daha gidip eklemedim . Çevremdekiler görmediler gözyaşımı ,acımı ,haykırışlarımı ,neden çok soru sorduğumu
29 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.