Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dönüş yollarında sarmaş dolaş Vapurlar geçsin aramızdan
Ama sağlam insan, nasıl cenneti de verseler Dinlemezse aşağılık cümbüşlerin çağrısını, Çürük insan, meleklerle sarmaş dolaş olsa da Bıkar göklerdeki yatağından, Can atar iğrenç pisliklere...
Sayfa 23 - Türkiye iş bankasıKitabı okudu
Reklam
"... akşam rüzgâr pencereye vurur, lamba yanerken ateşin başına oturup bir kitap açmaktan daha tatlı ne var ki? İnsan bir şey düşünmez, saatler akıp geçer. Hiç kımıldamaksızın, görür gibi olduğunuz ülkelerde dolaşırsınız; düşünceniz hayalle sarmaş dolaş olarak ayrıntılar içinde oynar, yahut serüvenlerin çevresini izler, şahıslara karışır; onların elbiseleri altında kendi kalbiniz çarpıyor sanırsınız. Bazen insan bir kitapta kendisinin de aklından geçmiş bir fikre, ta derinden hatıra gelen silinmiş bir hayale rast gelir ki bu, en ince hissinizi anlatıyor sanırsınız."
Kitap Okumak
“İnsan bir şey düşünmez, saatler akıp geçer. Hiç kımıldamaksızın, görür gibi olduğunuz ülkelerde dolaşırsınız;düşünceniz hayalle sarmaş dolaş olarak ayrıntılar içinde oynar, yahut serüvenlerin çevresini izler, şahıslara karışır; onların elbiseleri altında kendi kalbiniz çarpıyor sanırsınız.”
Sayfa 86 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
İçimde sarmaş dolaş karmakarışıktı büyük, uzak iki şehrin hasreti.”
Evet, veba bitmişti, korku da ve şimdi sarmaş dolaş olan kollar aslında en derin anlamıyla sürgünün ve ayrılığın ne demek olduğunu anlatıyordu.
Reklam
insan bir şey düşünmez saatler akıp geçer. Hiç kımıldamaksızın, görür gibi olduğumuz ülkelerde dolaşırsınız; düşünceniz hayalle sarmaş dolaş olarak ayrıntılar içinde oynar, yahut serüvenlerin çevresini izler, şahıslara karışır; onların elbiseleri altında kendi kalbiniz çarpıyor sanırsınız
Evim
Ahşap ev; camlarından kızıl biberler sarkan! Arsız gökdelenlerle çevrilmiş önün, arkan! Kefensiz bir cenaze, çırılçıplak, ortada... Garanti yok sen gibi fâniye sigortada! Eskiden ne güzeldin, evdin, köşktün, yalıydın! Madden kaç para eder, sen bir remz olmalıydın! Bir köşende annânem, dalgın, Kur'an okurdu; Ve karşısında annem, sessiz gergef dokurdu. Semaverde huzuru besteleyen bir şarkı; Asma saatte tık tık zamanın hazin çarkı.. Çam kokulu tahtalar, gıcır gıcır silinmiş; Sular cömert, "temizlik imandandır" bilinmiş... Komşuya hatır soran sıra sıra terlikler. Ölçülü uzaklıkta, yakın beraberlikler. Seni yiyip bitiren, kırk katlı ejder oldu; Komşuluk, mâna ve ruh, ne varsa heder oldu. Bir yeni nesil geldi, üstüste binenlerden; Göğe çıkayım derken boşluğa inenlerden.. Seninle sarmaş dolaş, kökten bozuldu denge; Vuran kimse kalmadı bu dâvayı mihenge... Şimdi git, mahkemede hesap ver, iki büklüm; Cezan, susuz, ekmeksiz, olduğun yerde ölüm!.. Evim, evim, vah evim, gönül bucağı evim! Tadım, rengim, ışığım, anne kucağı evim! (1982)
Sayfa 333 - BÜYÜK DOĞU YAYINLARI / DEKORKitabı okudu
Garsonu çağırıp hesap gördüm. Birdenbire açılmış, cesaretlenmiştim. Uzun yapraklı bir defterin üzerine birkaç rakam yazan adamın yüzüne, "Saadetimi fark etmiyor musun a sersem!" der gibi dik dik bakıyor, henüz salonu terketmemiş olan müşterileri, hatta orkestrayı, gülerek selamlamak için kuvvetli bir arzu duyuyordum. İçimde birdenbire bütün insanlarla sarmaş dolaş olmak, uzun yıllar birbirinden ayrı kaldıktan sonra nihayet kavuşan dostlar gibi coşkun bir muhabbetle herkesi öpmek arzusu vardı.
Sayfa 78 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yalnızlıktan deliririm sandım önce, öyle olmadı. Bir iyi geldi, bir iyi geldi, o kadar olur. Kendime geldim. Sarmaş dolaş olduk kendimle. Dışarıda bir dünya varmış, ben o dünyanın dışındaymışım, fark etmedim bile.
Sayfa 192 - Doğan KitapKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.