"Bedenlerin geride durduğu, ruhların sevgiyle beklediği, yalnızca fikirlerin sarmaş dolaş sevgili olduğu düşünsel aşklar... Bunun adına 'dostluk' diyorlar."
İşgale uğrayan bütün memleketlerin,asırlardan beri başına gelenler tabi bizim başımıza da gelmiş, vatan muhabbetini, millet sevgisini, her çeşit hamiyet ve kahramanlık o zamana kadar hiç kimseye, bilhassa cephelerde köpekler gibi düşüp ölenler bırakmayan beyler, paşalar, zenginler, münevverler, alimler, serbest meslek erbabının sivrilmişleri. -Tabii hepsi değil fakat yüzde doksan sekizi- birdenbire düşmanla sarmaş dolaş olmuşlardı. Düne kadar Türk ordusuna küflü saman, kurtlu bakla ne vesaire veren ve milyonlar kazandıktan başka bir de harp madalyasına layık görülen müteahhitler,derekap düşman ordusuna en birinci malzeme satmaya başlamışlardı.
Çok olun, çocuklar, çok olun,
yüzlerce olun, binlerce olun, onbinlerce.
Daha çok olun, daha çok olun,
yapraklar kadar, balıklar kadar çok olun.
Bu dünya ne tek tek yaşamakta,
bu dünya ne rakının, ne şarabın içinde,
bu dünya ne parada, ne pulda,
ne kalleşlikte, ne zulümde.
Bu dünya aşkın içinde, alın terinde.
Çok olun, çocuklar, çok
Bir evi, bir yastığı, bir ekmeği,
Bir ömrü bölüşsek ya ?
Sarmaş dolaş kollar uyutsa,
Yanakta bir dudak ıslaklığı uyandırsa hani.
Ve ben yazsam sana.
-Çiçekler yeşil kalsın-
Şiirler dursa baş ucunda.