SFA hikayeciliğini üç döneme ayırır edebiyat uzmanları.Bu incelememe konu olan Alemdağ’ da Var Bir Yılan hikaye kitabı da üçüncü dönem SFA hikayeciliği örneğidir.
Kitap içerisindeki öykü başlıkları şöyle;
Öyle Bir Hikâye
Yalnızlığın Yarattığı İnsan
Alemdağın'da Var Bir Yılan
Panco'nun Rüyası
Melâhat Heykeli
Yani Usta
İki Kişiye Bir Hikâye
-
bitsin dedik bitmedi beklemek
işte gece rüzgârlı gece
işte bulutlar almış başını gidiyor
yine bensiz dans edeceksin demek
müzik sen sahnede sahne rüzgârda
gözlerin gözlerin uzaklarda
ben kimim yağmurlar içinde mahzun
nerde saadetimiz nerde sarmaşıklı ev
nerde her akşamki kemanı komşumuzun
ya sen nerdesin nerdesin
işte rüzgâr işte sonbahar yıldızları
işte kalbim işte şiirlerim
sen gelsen elini alnıma koysan
saçlarını öpsem
ağlasam
Hikâyeciliğimizin usta ismi Sait Faik akıcı anlatımı ve duru Türkçe’ siyle yazdığı çok güzel bir eserle bir kez daha okuyucusuyla buluşmuş.
Yalnızlık duygusunun biraz daha ön plana çıktığı bu eserde gündelik yaşantısında rastladığı insanları, olayları gözlemci kişiliği ve sanat kaygısından uzak yaklaşımıyla başarılı bir şekilde okurlarına
Sait Faik ile tanışma kitabım oldu ve ne adammışsın be! Her hikayede düşünmeden kendini alamıyorsun. Bundandır ki her hikayeye kendimce bir iki kelime karaladım. İnceleme sonuna ekleyeceğim. Bir sonraki eserlerini okurken bunu yapar mıyım bilmiyorum ama yazmadan da edemedim. 17 hikayeden oluşan bu kitabın dili ağır olmamakla birlikte sizi sarıp
sarmaşıklı bir ev güneşli tertemiz camları..
yine Chopin'den Révolution'u çalar komşumuz.
sen işinden, ben işimden dönünce akşamları
soframız hazır, taze ekmek, limon çiçekleri,
billur bardakta şeker gibi tatlı suyumuz.
sonra ben sana Nazım'dan şiirler okurken
üşüşür penceremize gece kelebekleri.
artık dalar gönlümüzce büyük şeyler düşünürüz.
neler düşünürüz sevgilim neler düşünürüz..
her sıçrayış bir birikişe bakar
her birikiş bir sıçrayışı hazırlar.
baştan başa tarih birikip sıçramalarla doludur.
yine Chopin'den Révolution'u çalar komşumuz.
saat kulesi gecenin on birini vurur.
varıp deliksiz uyuruz uyuruz...
sabahleyin bıraktığımız yerden hayata başlamak için...
Ya sen nerdesin nerde
Nerde saadetimiz nerde sarmaşıklı ev
Sen nerdesin nerdesin
işte gece işte sonbahar yıldızları
işte kalbim işte şiirlerim
sen gelsen elini alnıma koysan
Hadi bir hayal kur dendiğinde nedensizce aklımda ilk gelen gözlerimin önünde birden beliriveren mor leylaklar olur. Bir yol düşünürüm kenarında leylak ağaçları,bir ev düşünürüm bahçe duvarı leylak sarmaşıklı, bir çiçek çizmek isterim ellerim leylaklara gider...
Bahar gelipte açtılar mı ortalıkta Ezginin Günlüğünden "Leylaklar açmış, gördün
Genelde iç konuşmaların ve yalnızlık tasvirlerinin olduğu on yedi hikayeden oluşuyor:
Öyle Bir Hikaye
Yalnızlığın Yarattığı İnsan
Alemdağ’da Var Bir Yılan
Panco’nun Rüyası
Melahat Heykeli
Yani Usta
İki Kişiye Bir Hikaye
Rıza Milyon-er
Sarmaşıklı Ev
Eftalikus’un Kahvesi
Hişt, Hişt!…
Dülger Balığının Ölümü
Kafa ve Şişe
Çarşıya İnemem
Bazı hikayelerin birbiriyle bağlantılı olması dikkatimi çekti. Diğer kitaplarına göre daha durgun bir içeriği ve ağır bir anlatımı var. Keyifli okumalar.