Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanoğlunun da ilk çöreklendiği yer Kabil'in zayıf kalbiydi. Habil'in pak canı bu nifaka verdiğimiz ilk kurbandı, ilk şehitti.
Reklam
Hey koca Hayyam; sen de bu dünyadan anlaşılmadan geldin geçtin ya...
Sayfa 236Kitabı okudu
Duvarın tepesine çıktıktan sonra kimsecikler ona dokunmasa da sadece kendini hasım bilip, kendi bedeninin ağırlığından korkup oracıkta varlık yokluk savaşına girmişti. Eğer şimdi direnmez ve kendini bırakırsa ezel ve ebed, varlığı yok olacaktı. Çıktığı yeri değil sadece düşeceği yeri seyrediyordu. "Düşkün olmamak" için bütün bedenini duvara bağlamalı, tek bir nokta kalmayasıya orayla bütünleşmeliydi.
Sadık olsan ahdına, Huzur çıkar bahtına, Ok olup yay tahtına, Kurulana aşk olsun. Gün yol verir niceye, Yol, yolcuyla yüceye, Keçeye ve geceye, Sarılana aşk olsun. Yağmurla ince ince, Can alır nasibince Ve ölmüş yeryüzünce, Dirilene aşk olsun... Mehmet Ali Kalkan
Sayfa 486Kitabı okudu
Artık çağlar ötesine hazırlık yapmak için "Yeryüzünden çekilelim".
Sayfa 419Kitabı okudu
Reklam
Yerin yurdun seni artık bağrına basmıyorsa gurbet, sıla yoluna düşmek farz olur. Gidilen yer ne kadar güzel ve yeni olsa da terk edilen vatan her zaman özlenen ve hasret çekilen ata yurdudur. Eski olup da sevilen yegane varlık vatandır.
Sayfa 118Kitabı okudu
Kendisi bir Türk'tü ve burası kendi yurdu değildi. Vatanından çok uzaktı ama gurbette değildi. Tüm ömrünü sırrın sahibinin dizi dibinde geçirmiş gibi buralıydı. Bu yurtta el olunmaz, bu diyarda gurbet acısı çekilmezdi.
Duvarın ardındaki evler, sokaklar sağlı sollu kenara çekilirken sokakların ardındaki çöl, ortadan ikiye ayrılıp "Haberci"ye yol verdi. Tüm dalgalar dondu, rüzgar nefesini tuttu. Dünya üzerinde ağlayan tüm emzikli bebeler, uykuya daldı. Secdesiz iblislerin tamamı, yüzlerini toprağa gömdü ve secdeye durdu. Kum saatinin kumları, havada asılı kaldı ve zaman durdu. Cehennemin üzerini, soğuk bir çiğ kapladı. Adem'den sonra "iki yüz yirmi dört bin vasiye uğrayan" geliyordu.
Köhne Roma surları üzerinden “Tanrının Kırbacı” Atilla’nın muhteşem ordusunu gözetleyen Papa, ağlaşan krallara ecel çağıran sorular sormuştu: Bu Kut denen şey de nedir?” Karşımızda duran bu azametli millet nereden gelip üzerimize ölüm gibi çöktü? İnsanlara yaptığımız zulümler sebebiyle mi bu bela gelip bizi buldu? Ne ettik de Tanrı, Türkleri bize musallat etti? Bu sorular evvel zaman içinde gök kubbede nicedir yankılanıyordu. Binlerce yıldır Türk’ün önünde dağılan zalim ırkların son nefeslerinde hep “Tanrı’nın bu ırka verdiği Kut’un” o bilinmeziydi.
Reklam
Sizler Hak Teala'yı yarattıklarıyla anlamaya çalışırsınız, biz Türkler ise yaratılanları Hak Teala'yla biliriz.
Sayfa 369Kitabı okudu
Türklüğe, yasaya, töreye saldırı karşısında hangi Türk susarsa dili kurusun!
Sayfa 347Kitabı okudu
Ata Baba'dan Dem Vurup Hazreti Pir Türkistan'a Varalım. Gerçeğe Erenlerin Dem-i Devranı Aşkına:Hûû
Sayfa 17 - Panama yayıncılıkKitabı yarım bıraktı
Şu an hiçbir dilde hiçbir dinden konuşacak bir laf yoktu. Susmak ve edepli şekilde beklemek en büyük hitaptı.
Sayfa 131Kitabı okudu
Dicle'de kaybolan koyunun hesabı sorulunca, Maveraünnehir'de kırık gönüller ufku gözlemeye başladı.
228 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.