Savaşın insan hayatının istisnasız her alanına katı bir gerçeklikle çökmesini okuyoruz kitap boyunca. O kadar acı ve trajedi var ki karakterler kendi gerçekliğini en baştan yaratmak zorunda kalıyor olanlarla başa çıkabilmek için. Bu gerçeklikler ölümler, öldürmeler, kaybolmalar, kaçmalar, vazgeçmeler, yok olmalar ve benzeri nicesi sert haller yaratıyor. Daha önce bu kadar çok trajedi içeren bir kitap okumadım sanıyorum. Ancak kitabın bulunduğu yerden bir şeylere bakabilmek, bu sarsıcı varoluşları okuyup gerçekliğini sorgulayabilmek bu trajedi tanıklığına değiyor.