Ruhumu örseleyen, sarsıcı, çarpıcı,insanın yüzüne gerçekleri tokat gibi çarpan ve bunu soğuk, mesafeli bir dille yapan, kaliteli bir eser. Kitabın anlatımı soğuk ama çok güçlü. Yakıcı gerçekleri ajite etmeden anlatan eserler favorim. İskoç -Afrikalı bir babası ve daha doğarken kaybettiği annesi ile hayata bir sıfır yenik başlayan Xuela'nın hikayesini kendi ağzından dinliyoruz. Xuela'yı babası çamaşırcı kadına veriyor daha küçükken sonra üvey annesi ile yaşamak zorunda kalıyor. Orada da huzur bulamayınca bir ailenin yanında yaşamaya başlıyor, hayatı oradan oraya savrulan Xuela cinselliği keşfetmesi, kadınlığa adım atması ile kendi hayatının kontrolünü de eline alıyor. Hüznün bir motif olarak satırlara işlendiği eserde annesizliğin de hayatında nasıl başat bir faktör olarak Xuela'nın tüm kararlarında başrolü oynadığını gözlemliyoruz. Zıtlıklarla örülü bir metin.Baba faktörü bile birçok zıtlığı bünyesinde barındırıyor. Hem sömrüleni hem sömüreni genlerinde, ruhunda taşıyan baba, birini seçiyor ve bu kararı tüm hayatını şekillendirmesinde etkili oluyor. İnce ve derin sömürü eleştirisi ile işlenmiş eser bunu da gözümüze sokmadan bize sunuyor.Ayrıca erkek egemen sisteme de her satırında iğnelerini sokmayı ihmal etmiyor eser. Xuela birçok şeyin farkında bir kadın ve soğukkanlı, yaşadığı olaylar onu duygusal olmaktan uzaklaştırıyor, o yüzden bize anlattıkları da sert, yalın,sanki dünyaya ve kendine uzaktan bakarmışçasına anlatmış. Yazarın dili de oldukça zengin, betimlemeleri başarılı. Çok etkilendim.