88 syf.
·
Puan vermedi
Nesnelerin,uzuvların ön planda olduğu,cesur ve bir o kadar şaşırtıcı ve kendine hayran bırakan öykülerden oluşan bir kitap. Nesnelerin çağrıştırdıkları üzerine kurulu olan öyküleri okumak keyifliydi. Kitap içindeki Hazreti Patates öyküsü bence edebiyatta inanç ve din kavramları üzerine yazılmış en ilginç öykülerden biri. Bir kadının itirazı ile gökten neler yağabilir?Hem de sonunda herkes tarafından kıyametin yaklaştığını düşündürecek kadar.Gökten Yağanlar ilginç bir öykü. Keyifli fakat kolay bir kitap değil.Dili açık, duru lakin alt metinler,kurgular ve öykülerin dertleri,söylemek istedikleri ağır ,düşündürücü.Hâl böyle olunca okurken dura kalka yol alınıyor. Bıkıp usanacak ama çekip gidemeyecek kadar uzun zamandır birlikte olan Mesut ile Esra’nın ilişkisinden kesit sunan Otomatik Ağız farklı bir bakış açısıyla kitap içinde kendine hayran bırakan öykülerden biri. Kitaba adını veren Kusura Ayna distopya sayılacak bir öykü. Bir çantanın gözünden bir kadın portresi çizen Çanta öyküsü kitap içindeki ayrıcalıklı öykülerden. Evvel Rüya İçinde bilinçaltına eğilirken sonu itibarıyla yine çarpıcı olan öykülerden biri.
Kusura Ayna
Kusura AynaDidem Kazan Sol · İthaki Yayınları · 202138 okunma
312 syf.
9/10 puan verdi
·
15 günde okudu
ÖTEKİ ŞEYLERİN TARİHİ Selam, bugün sizlere daha önce ‘Keşke’ ve ‘Adsız Roman’ kitaplarını okuduğum ve çok sevdiğim yazar @semasoykan ‘in farklı türde bir eseriyle geldim. Hesabını takip edenler sevgili yazarın, bizlere verdiği değerli bilgileri, doğru bilinen yanlışları, masum görünenin ardındaki acıları paylaştığını bilirler. Bunların bir dostla
Öteki Şeylerin Tarihi
Öteki Şeylerin TarihiSema Soykan · Alfa Yayınları · 0271 okunma
Reklam
451 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Samim, Meral, Besim, Selmin, Ferhat, Mefharet, Necile, Renginaz, Feriha… Sanki iki bölümlük bir tiyatroydu roman. Karakterler öyle değişti ki… Roman bittiğinde olay sanki basit kaldı ama 443 sayfa öyle aktı ki. İlk sayfalarda yaşadığımız şokları 290’lı sayfalarda bir daha yaşadık.Ardından telekinezi olaylar, telepatik duygular arasında bir tedirginlik yaşarken birden bittti eser. Roman boyunca neredeyse her şeyi uzun uzun detaylıca hatta biraz da uzatarak anlatan yazar birden bitirdi romanı. İlk bölümde kişiliğine hayran olduğum Samim son bölümde düşündükleri, hayalleri, hareketleri, kadınlar hakkındaki görüşlerinden dolayı gözümde çirkinleşti. “Simeranya” olabilirliği yönüyle bile bir ütopya hâlâ! Romanlarda neden bir yanlış/hata/günah! İşleyen kadın sadece cezalandırılıyor???? Samim, Ferhat, Besim çok mu temizdiler ? Şaşırtıcı, heyecanlı, düşündürücü kaliteli bir eser. Zevkle ve yazarın her konuda (biyoloji, fizyoloji,psikoloji,sosyoloji,felsefe,telekinezi) bilgili olmasına şaşırarak okudum. Son sayfalarda (441-442) Samimin ağrından konuşan yazarın düşünceleri üzerine de uzunca değerlendirme de yapılmalı ayrıca.
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 195121,3bin okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
Sırnaşık Sarmaşık Zeliha ve Asya'nın aynı bedende var olan iki farklı kişiliğin içsel mücadelesini etkileyici bir şekilde ele alan derin bir hikayedir. Zeliha, dışarıdan bakıldığında sakin ve sadık bir ev kadını olarak bilinir. Ancak Berk'in basit bir buket gülle gönderdiği an, evliliklerinde beklenmedik bir fırtınanın habercisi olur. Evlilikteki sırlar, zaman içinde unutulan yetenekler ve kadının iç dünyasındaki çatışmalar detaylı bir şekilde işlenir. Asya'nın hırçın ve asabi yanı, Zeliha'nın sakinliğiyle çarpıcı bir kontrast oluşturarak evlilik dengesini altüst eder. Bu içsel çatışmalar, Sedef'in tuhaf merakı ve hikayenin sonundaki şaşırtıcı twist ile birleşir. Kitap, karakterlerin geçmiş travmalarını derinlemesine inceler ve Sedef'in merakının hikayeyi nasıl etkilediğini detaylı bir şekilde aktarır. Zeliha ve Asya'nın içsel yolculuğu, aynı bedeni paylaşan iki farklı varlığın evlilikteki karmaşıklığını, duygusal değişimleri ve geçmişin izlerini dokunaklı bir şekilde anlatarak okuyucuyu etkileyici bir hikayenin içine çeker. Bu sade ve etkileyici hikaye, sıradan bir evliliğin içsel derinliklerine inerken duygu dolu anlar ve düşündürücü deneyimler sunar. Yazarımızın ve yayınevinin emeğine sağlık benim için çok keyifli bir okumaydı. @isinglmz
Sırnaşık Sarmaşık
Sırnaşık SarmaşıkIşın Gülmez · Dağhan Külegeç Yayınları · 031 okunma
·
Puan vermedi
Biri başka birine suçlu kişiliği yükleyebilir mi? Adalet ve suçun görünmeyen yanları olabilir mi? Bu iki soru üzerine kurulu,psikolojik tahlillerle dolu iki öykü... Kitap, Şeytanın Çırağı ve Onları Öldürdü mü? adlarında iki polisiye,dedektif öyküsünden oluşur.İçinde hayli gizem,hayli şüphe barındıran bu iki öykünün kendilerine has şaşırtıcı yanları bulunur. İlk öykü Şeytanın Çırağı’nda genç bir kadının öldürülmesi üzerine sorumlu tutulan kişi davaya bakan savcıya mektup yazar.Bu mektup biraz yardım isteme biraz da hesaplaşma amacı barındırır.Savcı Tsuchida aynı zamanda cinayetten sorumlu tutulan kişiyle gençlik yıllarından arkadaştır.Zaten hikâyenin temeli bu arkadaşlığa dayanır.Yazılan mektupta ilginç ve düşündürücü bir biçimde savcı suçlanır.Başında ”belki de aslında katil ben değilim “ yazan mektubun sonlarına doğru suçlanan kişinin ne demek istediğini anlarız .Sonu itibarıyla çarpıcıdır. Onları Öldürdü mü? öyküsü adı gibi öykü boyunca bu soruyu sordurur.Bir avukat bir ihtimale dayanarak,suçunu itiraf eden bir suçlunun suçsuzluğunu açıklamaya ,ortaya çıkarmaya çalışır.Suç ve adalet kavramlarını sorgular,suç kavramının ve adaletin görünmeyen yanlarını ortaya çıkarır.Öykü dönemin Japonya’sının toplumsal konusu olan servet uğruna yapılan zorla evliliği de işler,eleştirir. Sonu itibarıyla okuru kendi tahminiyle baş başa bırakır. İki öyküde de suçlu psikolojisi incelikli bir biçimde işlenir. Her iki öykünün ortak noktası suçlu,suç,adalet kavramlarını okurken sorgulatmasıdır ve suçlu psikolojisini,suça nelerin meyil ettirebileceğini vurgulamasıdır.
Şeytanın Çırağı
Şeytanın ÇırağıShiro Hamao · İthaki Yayınları · 20216,3bin okunma
104 syf.
10/10 puan verdi
·
14 saatte okudu
Güzel ilginç bir hikayeydi. Yazar Tazminat döneminin ki nedense bana pek bı itici gelir bu dönem, medeniyetleşme hareketlerini irdeleyen ve toplumun baskıcı rol model yolunda ırkçılığı ve de ön yargılarını kurcalayan bir hikaye yazmış. Aynı zamanda hikayeyi okurken o dönemde gerçekten kültür ve sanat ikilisine Edebiyata ne kadar önem verildiğini de görüyoruz. Hikayede zengin ve genç bir beyfendinin aşık olduğu -ilk görüşte aşk- yoksul çingene kızını İstanbul hanimefendisine çevirme yolunda, daha doğrusu medeniyetleştirme yolunda egitilmesine ve kendi toplumuna layık görülüp sonra evlenme hayalini hayata geçirme çabasını okuyoruz. Lakin hikaye Ermeni ve Hintli etnik zenginliğe sahipken cingenelerin herkesten aşağı görülmesi de acayip. Cingenelerin Hindistan'dan geldiği söylenir oysa. Eh orda hala devam eden kast sistemini düşünürsek kendi insanlarini aşağı görmeleri şaşırtıcı değil vesselam. Neyse kızcağız gercekten de bir hanıma dönüşüyor ama toplumun yargılarını kiramiyor ne yazık. Güzel ve düşündürücü bir hikayeydi. İnsan ister istemez günümüzle de kiyasliyor. Beğendim okumayanlara dehşet ve ibretle tavsiye ederim.
Çingene
ÇingeneAhmet Mithat Efendi · İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,533 okunma
Reklam
İnsan ve DNA
İnsan DNA'sı bir milyar nükleotid uzunluğunda bir merdivendir. Nükleotidlerin aklın alamayacağı kadar çok sayıda bileşim olasılığı vardır. Fakat bu bir anlam ifade etmez, çünkü yararlı bir işlev görmeyen protein sentezlerine yol açar. Yalnızca çok kısıtlı sayıda nükleik asit molekülleri bizimki gibi karmaşık hayat şekilleri vücuda getirmeye yetmektedir. Buna rağmen bile, nükleik asitlerin yararlı biçimde biraraya getirilmiş yolları şaşırtıcı derecede çoktur; belki de evrendeki tüm elektron ve protonların sayısından daha çoktur. Bu noktadan hareket ederek dünyaya getirilebilecek insan sayısının şimdiye dek yaşamış insan sayısından çok daha fazla olduğu söylenebilir. İnsan türünün kaynak potansiyeli büyüktür. Nükleik asitleri şimdiye kadarki herhangi bir insandakinden daha iyi çalışmaları için biraraya getirmenin çeşitli yolları olmalıdır. Neyse ki, başka tür bir insan meydana getirmek için nükleotidleri değişik bileşimlere kavuşturma bilgisinden yoksunuz. İleride nükleotidleri istediğimiz biçimde biraraya getirerek arzu edilen nitelikleri yaratmak mümkün olabilir... Düşündürücü ve ürkütücü bir proje! #CarlSagan
32 syf.
·
Puan vermedi
Merhabalar Sevgili Okurlar, Hava tam yazmalık değil mi?Bir elim de kahvem,bir elim de kalemim,hafif esen rüzgar arka fonda,Yaşar'dan "Masal"şarkısı... Eee sizde keyifler Nasıl? Taze taze kargosu yeni gelen kitaplarımızdan bugün içinizi sıcacık duygularla kaplayacak bir hikayeden bahsetmek istiyorum sizlere; Rikimini hiç arkadaşı
Rikimini ve Arkadaşı Ayıcık
Rikimini ve Arkadaşı AyıcıkMarie-Sabine Roger · 1001 Çiçek Kitaplar · 201518 okunma
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yalnızlığın İcadı (1984)
Yalnızlığın İcadı (1984), Bülent Parlak'ın denemelerden oluşan tek kitabı. Bülent Parlak ne yazık ki, 19 Nisan 2022 tarihinde, 43 yaşında, kalp krizinden dolayı, vefat etti. Erken ölümlerden biriydi. Şiirleriyle tanıdığım, İzdiham dergisinden aşina olduğum bir şairdi. Bu deneme kitabını okuyunca keşke biraz daha yaşasaydı ve yazsaydı, onu biraz daha okuyabilseydim diye hayıflanmadım değil. Denemeleri değerli, şaşırtıcı, düşündürücü, ufuk açıcı, farklı, asla sıkıcı olmayan, gayet akıcı, sıradanlıktan uzak ve muzip fikirlerle dolu. Tekrar okur muyum evet okurum. Tavsiye eder miyim evet ederim. *spoiler* Kitap şu cümlelerle son buluyor: Beni sorarlarsa "O iyi bilirdi" dersiniz. "Çünkü gitmek en çok ona yakışırdı." dersiniz. "Gitmenin en güzeli artık hiç haber alınamamasıdır." demeyi bundan sonra sakın ihmal etmeyin. *spoiler* Sanki öleceğinin farkında olan biri gibi bu son satırlarla kitabı bitirmesi beni daha fazla üzdü. Zaten hep şöyle derdi: "Hepimiz ölecek yaştayız."
Yalnızlığın İcadı (1984)
Yalnızlığın İcadı (1984)Bülent Parlak · İzdiham · 2022385 okunma
Modern ulus devletler, Kürtlerin geçmişini karalayıp saklamışlar, bu antik kültürün özgünlüğünü inkâr ederek, etnik Kürtler için ulusal öneme sahip olan her türlü konu üzerinde özgün araştırma yapılmasını engellemişlerdir. Türkiye'de "Dağ Türkleri", Suriye ve Irak'ta da Yezidi Kürtler için kullanılan "Ümeyye Arapları" gibi sahte kimlikler yaratıp bunları Kürtlere yamamışlar ve İran, Sovyet Azerbaycanı ve Türkmenistan'da Kürtlerin varlığını doğrudan doğruya inkâr ederek, Kürtlerin kendilerinin bile kafalarını karıştırmak için pek çok şey yapmışlardır.Gerçekten de, bugüne kadar dünyanın hiçbir yerinde hiçbir müzede tek bir arkeolojik objenin, tek bir kırık ok başlığının, bir çömlek parçasının veya bir mozaik tanesinin bile "Kürt" olarak tanımlanmamış olması son derece şaşırtıcı ve düşündürücü bir olgudur.
Reklam
120 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ben bir doktor değilim, bir hastayım – psikolog değil, bir psikopat!
Nietzsche'nin derin düşünsel katmanlarına dokunarak kendi eserlerini değerlendirdiği bu otobiyografiyi şaşırtıcı buldum. Yazar, kendi felsefi evrimini samimi bir şekilde paylaşırken, zaman zaman keskin bir üslup kullanarak düşündürücü bir deneyim sunuyor. Nietzsche'nin öz eleştirisi ve eserlerine duyduğu tutku, okuyucuya onun düşünce dünyasına benzersiz bir pencere açıyor. Bu okumayı,
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche Ağladığında
eseriyle çapraz okuma yaparak okumak istedim ve daha etkin bir okuma oldu diyebilirim.
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
herkesin okuması gereken bir filozof.
Ecce Homo
Ecce HomoFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20159,6bin okunma
Neden korkuyoruz?
İnsanı eğip bükerek zaman içinde bilinmezliklerle dolu yolculuklara çıkarır hayat. Böyle Buyurdu Zerdüşt adlı eserinde Nietzsche bu durumu şu şiirsel anlatıyla aktarıyor: Zerdüşt - gencin oturup dayandığı ağaca kolunu doladı ve şöyle dedi, "Bu ağacı ellerimle sallamak istesem beceremem ama gözle göremediğimiz rüzgâr, onu istediği gibi
Sayfa 40 - Pegem AkademiKitabı okudu
152 syf.
6/10 puan verdi
·
7 günde okudu
#kitapyorumu #raşomon #rashomon Kısa ama karmaşık bir kitap ile karşınızdayız. bu derce kısa bir kitap nasıl bu kadar kopleks oluyor şaşırtıcı. Tam olarak "ne okudum ben?" diye kalacağınız bir kitap. Garip ve karanlık. Yazar ürkütücü bir ortamı çok canlı şekilde tasvir ediyor. İlginç ve zor bir hayat sürmüş bir yazardan beklenecek bir düzyazı örneği. Okuyucu yazarın kırılgan ve parçalanmış zihnine ortak oluyor. Çaresizlik ve paranoya yazıda ön planda. Akutagawa'nın kendi hikayesini anlatan ve seçimleri içeren kitabın son bölümü en dokunaklı olanı. Bu hikayeler, yazarın dengesini ve huzurunu nasıl kaybettiğini gösteriyor. Etkileyici ve düşündürücü tavsiye ederim. Aynı zamanda 1950 yılında çekilmiş bir filmi de var kitabın. #ryunosukeakutagawa #cevizyorumluyor #folkitap #1k1f #kitapsevgisi #kitaptavsiyesi #kitapayracı #bookstagram #lavender #okudumbitti #kitaplar #kitap #kitapkurdu #bookstagramturkey
Raşomon
RaşomonRyunosuke Akutagava · İthaki Yayınları · 2022844 okunma
372 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
Devlet, adlı bu harika eser Sevgili "Sokrates" ve Platon Eflatun'un ölçülü felsefi sohbetleri ile ideal devlet nasıl yünetilir ile ilgili ele alınmıştır, aynı zamanda Adil bir devletin yünetilmesi olanaksız gerçeği ile yüzleştiriyor çok açık belirtilmesede, çünkü bütünüyle yünetime fayda sağlanılır bir yaşama biçimini yasayla zorunlu olarak kabul kılınıyor. Bu sorgulayıcı kaynak tüm çıplaklığı ile aydınlatan ve okuduğum en iyi kitaplardan ve okumam gereken bir eser oldu, milattan önce yaşamış bir yazarın bu eseri oldukça şaşırtıcı ve düşündürücü, arka kapakta da çok yerinde bir deyim ile "İktidar, iktidara düşkün olmayan ve iktidardan gelecek yararlara ihtiyacı bulunmayanlara verilmelidir." Kesinlikle, İyi okumalar.
Devlet
DevletPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201926,3bin okunma
173 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.