Ve geldim. Buradayım. Duran zamanı tekrar akıtmaya yeni ussal yolculuklara geldim. Bu ussal yolculuklarda da eskilerinde olduğu gibi yine tüm dostlarımın yanımda olacaklarından şüphem yok. Kah ilham vererek kah bildiklerini anlatarak. Hem hep beraber hem tek başıma. Hem tek başına hem hep beraber nasıl mı olur? Uzun İhsan Efendi’ye sorarsanız
'Sevgili dost, bir kitabı okurken insanın canı acır mı?..'
Acıdı... 9 yaşındaki Cahide ve Kaya. İkisi de 9 yaşında. Hani herkesin dünyasının renkli vakitleri; cıvıl cıvıl, parlak, rengarenk... Ama bu çocukların dünyası karanlık sulara gömüldü. Son saatlerinde gördükleri mavi renk yuttu ve siyaha götürdü onları. Mustafa Bal, 9 yaşındaki kızı
Hukuk fakültesinde bir öğretim görevlisi derse girer ve bir öğrenciye adını sorar, öğrenci “Ali” diye cevap verir. Öğretmen bir anda,
“Defol bu sınıftan, bir daha asla dersime gelme” der.
Bütün öğrenciler şaşkınlık içindedir, neye uğradığı şaşıran Ali de sınıfı terk eder.
Herkes ne olduğunu anlamak için beklemektedir hiç birinden tek bir ses
Avusturyalı yazar Stefan Zweig (1881-1942), Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu orijinal adıyla Brief einer Unbekannten adlı öyküsünü 1920’li yılların ilk yarısında kaleme almıştır.
Yazarın hayatına yer vermeyeceğim, doğrudan kitabımızın incelemesine geçelim.
Kitabın mektup türündedir. Bir yazarımız var ve ona bir mektup geliyor. Gelen mektup
Ve o tek kelime etmeden, en küçük bir heyecan göstermeden 'bakıyor'. Ne sevinç, ne şaşkınlık, ne özlem; sıfır. Bazen düşünüyorum da, belki de sadece duygusuzluğu sayesinde hayatta kalmıştır.
"İnsan genellikle 6-10 arası değişen temel duygulara sahiptir. Örneğin, sevgi, korku, mutluluk, üzüntü ve öfke insanın rahatlıkla tanıdığı temel duygulardır. Asıl insanı tanımlamayı zorlaştıran duygular, bunların oluşturduğu kombinasyonlardır. Misal, şaşkınlık ile korkunun kombinasyonu dehşeti oluştururken, şaşkınlık bu sefer mutluluk ile kombine olursa da sevinç ortaya çıkar. Bu da aslında insanın duygularının ne kadar kompleks ve karmaşık olduğunu gösterir. İnsan, bu karmaşık yapının farkındalığı ile önce kendi duygularının tanımını kazanmalı ve sonra karşısındaki kişinin duygularının analizini, bunun bilincinde yapmalı. Bu bilinç, insanın insanlığını ve insanı anlaması için önemli bir derstir."
𝓔𝓵𝓲𝓯𝓲𝓷