384 syf.
·
Not rated
·
Liked
Grange romanlarını beğenerek takip ediyorum.Bu roman tam anlamıyla başarılı değildi maalesef , sonlara doğru kopukluklar artmış gibiydi.En başta hızlı bir giriş vardı , cinayet ritüeli de yazarın her romanında olduğu gibi orijinal ve dikkat çekiciydi tek sorun akışıydı bence yer yer karakterlerin tepkilerinden usandığım oldu devamında da nokta atışı olmayan bir son vardı ki Grange'ın romanlarında bitime doğru ciddi derecede şaşkınlık yaratan bir durum söz konusu olurdu.Yani ilk kez Grange okuyanlara göre gayet iyi sayılabilir fakat benim için orta derecede bir kitaptı.
Kaiken
KaikenJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 20135.3k okunma
705 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Dostoyevski'nin insan psikolojisinin derinliklerine inmedeki ustalığı bu kitapta açıkça hissediliyor.Kitabın başkarakterleri raskolnikov,sonya,porfiri,svidrigaylov'un ruhsal çözümlemeleri polisiye roman özelliğindeki kitaba derinlik katmış.suç ve suçluluk sorgulamasını yapacağınız,toplumda bireyin yeri ve önemini düşüneceğiniz,harika betimlemeleriyle kendinizi Petersburg sokaklarında hissedeceğiniz müthiş bir klasik.Raskolnikovun kurtulma ihtimali varken neden suçunu itiraf ettiğini kitabın sonlarında anladım fakat yazarın bunu dini değerlere dayandırması bende şaşkınlık yarattı.
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022160.1k okunma
Reklam
''Julian odasına girdiğinde, ilk düşüncesi şu olmuştu: ''Tanrım! Mutlu olmak ve sevilmek! Hepsi bundan mı ibaret yoksa?'' Bir insanın uzun süre hasret duyup da sonunda özlem duyduğu şeyi elde ettiğinde hissettiği, o şaşkınlık ve sinirlilik durumunu yaşıyordu. Hasret, insanın alışık olduğu bir durum olur da, birdenbire ortadan kalkarsa, bu boşluğu dolduracak olan anılar, henüz yeterli olgunluğa sahip değillerdir.''
Sayfa 96 - İlya Yayınları
Huzursuzluk değil bu. Tanımlaması güç bir boşluk duygusu. Biten ama ne olduğunu ve yerine neyi koyacağımı iyi bilmediğim bir şeyden dolayı duyduğum şaşkınlık. Derin hüzün. Belli belirsiz bir yavanlık var hayatımda, bir solgunluk. İçimde bir düşman barınıyor ama nedir, kimdir o, bilmiyorum
Gloria dükkândan telaşla çıkıp birkaç metre ilerideki bir kuaföre girdi. “Saçlarımı kestirmek ve satmak istiyorum. Kaça alilsiniz?” Kuaför kadın şaşkınlık ifâdesiyle baktı Gloria’nın yüzüne. “Anlamadım? Emin misiniz? Bu saçlar… bu kadar güzel saçlara… nasıl kıyacaksınız? Gerçektende Gloria’nın saçları çok uzun, çok gür ve çok güzeldi. “Paraya ihtiyacım var. Bana yardımcı olacak mısınız?” “Peki” dedi kadın. Ama hâlâ çok şarkındı. “Kaç para istiyorsunuz?” “Yetmiş sent kadar…” Saçlarını kestirdi, parasını aldı ve doğru saatçiye koşup, “Tamam. Lütfen güzel bir hediye paketi yapar mısınız? Eşime evlilik yıldönümü hediyem olacak ve bu bizim ilk yılımız,” dedi.
Kadınların özgürleşmesinden söz edildiğinde hep Süreyya Ağaoğlu'nun yazdığı bir kitabı hatırlarım. Böyle Bir Hayat Geçti adlı kitapta Süreyya Ağaoğlu çok ilginç bir olaydan söz eder. Kendisi Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra , yine hukuk alanında ilk doktara yapanlardan bir başka hanımla birlikte Ankara'da bir bakanlıkta çalışmaktadır. İşlerini
Prof. Dr. Catherine BurillKitabı okudu
Reklam
Hastalık, yaşlılık ve ölümü hiç görmemiş ve onların ne olduğunu bilmeyen genç, mutlu prens Sakya-Muni, bir gezinti sırasında görünüşü perişan, dişleri dökülmüş, salyaları akan bir ihtiyara rastlar. O zamana kadar ihtiyarlığın ne olduğunu bilmeyen prens, şaşkınlık içinde arabacısına bunun ne olduğunu, adamın nasıl olup da bu acınası ve itici hale
Dostoyevski
"...Elimizden kitapları alsalar o saat şaşkınlık içinde kendimizi kaybederiz. Ne tarafa yürüyeceğimizi, kimden yana çıkmak, kimi saymak, kimi hor görmek gerektiğini bilemeyiz..."
Sayfa 127 - Armoni Yayınları
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.